Yokluğunun nöbeti Yağmuryağıyor. Pencerenden yıldızları seyrediyorum. Şimdi burada olsan seyrederdin. Cam iki taraflı ıslanıyor. Dışarıdan rüzgar olanca kudretiyle cama savuruyor damlaları, içeriden derin bir sükunetle ağlıyorum. Yağmur yağıyor, dünyavebeniçimizitemizliyoruz. Semada yıldızları seyrediyorum. Biliyorum, gördüklerim her biri milyonlarca yıl önce sönmüş yıldızların aksi. İçlerinden biri kaysın diye bekliyorum. Bir yıldız ölünce içim ferahlar mı merak ediyorum. Bir yıldız gökyüzünü terk edince, yüreğiyanarmıbaşkayıldızlarınbilmiyorum. Seni gündüz gözü aklıma getirmekten korkuyorum. Herkesin içinde ağlamak zor geliyor zahir. Ağlamaküzerineşarkılardinliyorum. SezenAksu, 'Ağlamakgüzeldir' diyor; AhmetKaya, 'Ağladıkça' geceyitutacağızgöreceksin diyerek umut vaat ediyor. Dışarıda yağmur yağıyor, içeride şarkılara karışıyor gözyaşlarım. Ve bir yıldız kayıyor, görüyorum, dilek tutacak zaman bulamıyorum. Nice zamandır ozanların ayrılık ateşini şiirleriyle neden beslediklerini anlıyorum. Ayrılıkalevalevolmalı. Kora dönmeden önce bir şiir daha atılmalı, ejderha başlı kıvılcımların göğe kavuşması için. Aşıklargeceoluncakayanyıldızlardanmedetummalı. En iç ferahlatıcı haberlerin aydınlığı, yakamozlarınki kadar olmalı. Eysevgili; gece, yıldızlar ve gözyaşlarımla birlikte yokluğununbaşındanöbettutuyoruz,haberinolsun.