Susmak yüreğin çığlığıdır
Aşkın ne anlama geldiğini, dudaklardan çıkan sözcükler hiç anlatamadı. Ancak iki çift dudak, kendi aralarında fısıldayarak anlaştılar usulca. Bir insanın iki eli, mümkünü yok işaretlerle anlatamadı nasıl bir şey olduğunu aşkın. İki insan; ellerini birleştirerek, herkesin anlayabileceği kadar açık ettiler aşkı. Dünyanınhiçbiryerindeaşkuğrunaölmediinsanlar... Öyle söyleyenler oldu, ancak onlar, aşkı çoktan yitirmiş olanlardı. Aşk,içerisinde'yaşamaktan'başkabirşeybarındırmayanbirkorunaktır. Böyle olmadığını ispata çalışanlar, aslında o korunağın neden dışında olduklarını anlamaya çalışanlardan başkaları değildiler. İyi ki bizim, birbirleriyle fısıldamaktan hiç usanmayan dört dudağımız ve aşkı herkesin anlayabileceği kadar açık edebilmeyi başaran iki kenetli elimiz var. İyikisenvarsınveiyikiyanındayımhâlâsenin! Bütün bunları yüzüne söyleyebilmek için, nasıl içim içimi yiyor bilemezsin. Bilsen, önce neden bütün bunları şimdiye kadar söyleyemediğimin hesabını sorarsın, biliyorum. İşte o noktadan itibaren, her şey daha içinden çıkılamaz, daha anlatılamaz bir hal alıverir. İkimizdesuçluyuz!Aşkıniçimizdeoluşturduğuomuhteşemkoroyususturduğumuziçin. Ne ben, senden daha fazla, ne de sen benden daha az değil. Sadece suçluyuz. Aşk,bütünsuçlarınüstesindengelir,yeterkikandırmayaçalışmayalımonu... Bütün bunlar, içerisinde boğuştuğumuz bir dehlizin bizi yutmasından korktuğum için gelmedi aklıma. Sana söylemek istediklerimi bir kez daha hatırladım, çünkü senin bunları bilmeye hakkın var. Vebenimbeynimindehlizlerinde,içimikemirenherşeydenkurtulmakiçinduymayaihtiyacımvarbütünbunları. Aşk, bizi yalnız bırakmasın istiyorsak yüreğinden tutmalıyız onu. Hiç yalan söylemeden ve aldatılmış olmanın ürperticiliğiyle bir kez olsun baş başa bırakmadan onu. Farkındaysan sadece içimizde yaşattıklarımızı paylaşmaktan bahsediyorum. Ne kadar zor geliyor bu bize. İnanmak istemiyor insan! İsmini gurur, kibir ya da başka bir şey koyalım, fark etmiyor. Bunca güzel şeyi, içimizde kilitli tutmaya çalışmanın ismi her neyse; bana çok aptalca geliyor. Bütünbunlarıbilmemerağmen,yinedesusuyorum.Yinedesusuyorsun,inanılmazyıpratıcılığınarağmensuskunluğun. İlk doğum gününe, en yakın sevgililer gününe erteleyip duruyoruz, aşkın içimizde yarattığı okyanusun yürek ferahlatıcı sesini paylaşmak zamanlarını. Bence doğru davranmıyoruz, bunca ihtiyacımız varken içimizden kopan aşk çağıltılarına... İçimden kendi kendime yeminler ediyorum, "İlkkarşılaştığımızdabensöyleyeceğim!" Yeminlerim içimden dışıma çıkmayı beceremiyorlar. Hak ettiğin gibi "Seniseviyorum!" diyemiyorum. Ve hak ettiğim şeyi duyamıyorum senden. Duymak istediklerim bunca özel şeylerken, iyi bir zaman beklentisine girmenin anlamsız suskunluğuyla sarsılıyorum. İyi bir şey söylemek için, iyi bir zaman beklemekteyim hâlâ inatla. Bugüne ne olmuş! Bugünden daha güzelinin geleceğini nereden biliyoruz?