Kafam yukarıda annemi bekliyorum Sevgilianneciğim; oğlun kocaman adam oldu. Kocaman diyorsam, senin hesabına göre değil; gerçekten kocaman. Annelerin çocukları hiç büyümezler, bilirim. Yanımda olmadığın bunca yıldır aslında biz hep haberleştik. Rast giden her işimden sonra en azından birileri "Anneninduasıbaşındaymış" dediler. Her "Anneninduasıbaşında" dediklerinde kafamı yukarı kaldırıyormuşum anne. Oysa biz seni, en son; soğukbirEkimikindisindeellerimizlebereketlitoprağınyüreciğineemanetetmiştik. Biliyorum... Ama yine de senden bahsolunduğunda kafam hep yukarıda oluyor. Anlıyorum ki, nereye bıraktığımız değil, nerede bulmak istediğimiz önemli. Canımanneciğim, bilmiyorum bulunduğun yerde sana da benden hiç bahsediyorlar mı? Ben, bütün yaşamım boyunca böyle bir şey olursa diye tetikte duruyorum. Nasıl sen aklıma geldiğinde başım dikleniyorsa, senin de benden bahsettiklerinde, başının her zaman dik olmasına çalışıyorum. İnsanhafızasıtümyaşamıkapsamıyor. Daha yaşıma girmemiş bir bebekken, benim için yaptıklarını hiç bilmiyorum. Sadece başkalarının çocuklarına gösterdikleri özenden tahmin edebiliyoruz kendi annemizin bize yaptıklarını. Bu çok yetersiz! Şimdi yanımda olsan ya da sana tek bir şey sorabilecek kudrete sahip olabilsem, "Bebekkenseniçoküzdümmü?" diye sorardım. Tek bir cevabın; dünyadaki her şeyden daha değerli olduğu başka bir soru var mı bilmiyorum. Ama bu sorunun cevabı, anneiçinsöylenenherşeyinbaşlangıçnoktası aslında. Evlat annesini sondan başa doğru ya da sevdiği hatıralardan sevmediklerine doğru, istediği sıralamayla hatırlayamıyor. Ençok,eniçiniyakanşeyihatırlıyor. İstemese de! Sonra istedikleri gelebiliyor aklına. Ancak ne kadar muhteşem şeyler de olsa hatırladıkları, içi yanıyor. Evlatolmakdakolaydeğilanne. Cennet senin ayaklarının altındaysa, sebebi olmak da kolay değil! Ölümün olmadığına inanmak, acıları hafifletiyor, ancak yaşamayı daha da zorlaştırıyor. Yıllarakılalmazbirhızlaannelergünündenannelergününeçarparakilerliyor. Ve ben kocaman bir adam oluyorum anne. Her geçen yıl daha kocaman bir adam olmak o kadar zor ki! Benim yaşımda, benim boyumda, dünyada benim kadar yaşamış kocaman çocuklar görüyorum yollarda. Onlar, her Anneler Günü'nde biraz daha büyüyen çocuklar oluyorlar. Annelerineellerindehediyeler,dudaklarındaöpücüklerlekoştuklarında;kocamanlıklarıkalıyor,adamlıklarınıanneleriçocuklukladeğiştiriyor. Onlar da, ben de, aynı yaşta olmamıza rağmen, ben bu değişimi beceremiyorum. Anneelihepüzerindeolmadıktansonra,evlatyarımkalıyor. Kocaman da olsa anne! Ve her Anneler Günü koşarak sokaktaki çiçekçiye gidiyor, en güzellerinden bir demet papatyayı gözüme kestiriyorum. Kökleri toprak altında olarak düşlüyorum papatyaları ve usulca yerine bırakıyorum. İşteozamankafamıgökyüzünekaldırıyorum,acıdolubirtebessümdoluyorsuratıma,öylecekalakalıyorum. Tam bu sıralarda ellerim yetişiyor imdadıma, yüreğimin dualarını sürüyorum ellerimle, yukarıya doğru sana bakan suratıma. Ölüm olsa, o anda ben de ölürdüm biliyorum. Ölmüyorum! Sanabirazdahayaklaşıyorum.