Politika oyunu
Kendime yeniliyorum bazen. "Politikacılar da insandır" diyorum. Yetimin öksüzünü hakkını yemekten taş olan vicdanlarının, gün gelip insani duygulara yenik düşeceğini düşünüyorum. Pazar sonlarında ucuz sebzeleri bekleyen öğretmenler onların içini acıtır... Müteahhitlere sebil ettikleri nimetlerin zerresini, işçiye, memura da sunarlar diye hayal kuruyorum. Hayallerimi bir yumrukta deviriyorlar. Kıyamete kadar ölmeyecek şüpheler bırakıyorlar bende!
***
"Daha kaç kez aynı yalanları söyleyecekler" diyorum kendi kendime. "Belki doğruyu bulurlar!" Binlerce yalana ibadet edenler için bir yalan daha nedir ki! Yürekler mermer! Her yalanın motifi başka. "Kuldan utanmayan Allah'tan korkar" diye düşünüyorum, nafile! Maskeleri düştükçe, "Düşmez kalkmaz bir Allah" diye teselli buluyorum sadece.
***
Demokrasiye ihtiyaçları oluyor da içim eriyor yine. Bizlerden esirgedikleri demokrasi için onlara eşlik ediyoruz. Onların bize karşı verdiği savaş meşru, bizim onlardan istediğimiz adalet gayrimeşru! "Bunlar bizleri ayaklarının altına alıp ezecekleri bir demokrasi istiyorlar" diyorum. Kahrediyorum kendime.
***
Evlatlarımızı kaybediyoruz birer birer. "Baba" yanlarına saygı duyup "Belki" diyorum. "Evlat acısının ne olduğunu, evlatlarını kaybetmeden hisseder ve ülkemizi kadersiz ölümler memleketi yapmaktan vazgeçerler!" Ne gezer! Anaların zor şartlarda yetiştirdikleri fidanları kökünden kesiyorlar.
***
Görüyorum ki; gazeteciliğin bana oynadığı bir oyundur, "politikacılara inanmak!". Artık biliyorum ki onlar, yalanlarını yüzlerine kusmadıkça... Asla susmayacaklar. Ve asla vazgeçmeyecekler bizlerin kaderiyle oynamaktan. Çünkü onlarda ne vicdan var ne utanacak yüz! Namusu şerefi üzerine yemin edip tutmayan insanlarda, aradığınız neyi bulabilirsiniz ki!
***
Bir gece yarısı Usulca pencerenden Dışarı bak, göreceksin Köşe başında Nöbet tutuyor Gözlerim Öyle kolay değil Beni unutmak Hâlâ sokaklarındadır Ayak izlerim Hakkı YALÇIN
***
Mutluluk takvimi 17 Mayıs 2007 *Deniz kenarında çay iç... *Tatil planı yap...
***
"Şeriat gelirse" diye başlayan köşe yazıları... Ilımlı bir davet mektubunu andırıyor.