İhanetin başkenti!
Adamın bir Aksaray'dan taksiye biniyor, elinde paket. "Nişantaşı'na" diyor taksi şoförüne, Elindeki pakete gözü gibi bakarken, telefon açıyor birine. "Paket hazır abi" diyor. "Nişantaşı'nda buluşalım." Taksi şoförü, klasik bir buluşma zannediyor meseleyi. Nişantaşı'nda bir zatı muhteremi de arabaya alıyorlar. İlk binen müşteri elindeki paketi veriyor, "Maliyiabi" diyor. Diğeri elindeki dolarları uzatıyor, namussuz bir takasın makasında kalıyor taksi şoförü.
***
Şoför, gitse nereye gidecek? Şikayet etse, kime edecek? Bekliyor filmin ikinci yarısını... Malı teslim edip, parayı aldığı adamı bir turdan sonra yola bırakan adam, yeni bir telefon çeviriyor. "Parayı aldım abi" diyor. "Sana getiriyorum." Şoföre dönüyor, "Beni Alkent'e götür. Biriki dakika bekle, yine seninle döneceğim." Taksi şoförü müşterisini Alkent'e bırakıyor, 5 dakikalık bir bekleyişten sonra adam işlerini bitirmiş olmanın keyfiyle, gelip yeniden arabaya kuruluyor. "Beni Aksaray'a bırak." Kendisini ödüllendirmek için bir sigara yakıyor. "Bunu hak ettim!"
***
İstanbul böylesine bir şehir işte. Uyuşturucu kaçakçılarının cenneti. Muhabbet tellallarının krallar gibi yaşadığı şehir. Kadınlarımızın sokaklarda yürüyemediği, uyuşturucunun ilkokul çocuklarının sıralarına kadar girdiği bir şehir. Hırsızların, çakalların sizlerin evine, sizden daha rahatça girebildiği bir çürük şehir. Bütün bu namussuzlukların önünü kesmek adına, yaprak kıpırdamıyor!