Anneler Günü Anne olmak mı, yoksa Türkannesi olmak mı daha zor? Bana sorarsanız ikisi farklı şeyler. Oysa ki bir canlıyı dünyaya getirmek "anneolmak" demek değildir. Bu, sonradan bir çocuğa analık yapmaya benziyor. Sizi bilemem; ama bence Türkannesi olmak daha zor. Türk annesi, başkabirmilletinannesi olmaya benzemiyor. Çünkü çocuğu için kendi hayatından vazgeçen başka milletin analarını ne tanıdım, ne de gördüm. Bilemiyorum, belki de onların yaptığı doğru. Kendi hayatlarını yaşamak. Birey olduklarını unutmamak. Ama bu mantık; ancak o milletlerin anaları için geçerli. Bizim kadınımız için geçerakçe değil. Peki neden böyle bizim kadınlarımız? Çocuğu için kendi canını vermek, hayatının merkezine onu oturtmak! Çocuğunu kocasından, hatta anasındanbabasından bile üstün tutmak. İçgüdüsel mi yoksa geleneksel bir yapı mı? Dedim ya, bilemiyorum. Bildiğim bir gerçek var ki, analarımız kendi hayatlarını yaşamıyor. Belki kocaları için saçlarını süpürge etmediler; ama çocukları için saçlarını çoktan süpürge etmişler bile. Evladı doğurmakla işleri bitmiyor. Esas işleri ondan sonra başlıyor. Çocukları evlendirene kadar sorun yaşıyorlar. Çocukları evlendirdikten sonra da sorun yaşıyorlar. Kız çocuğu mutsuzbirevlilik yapmışsa, ana yüreği bu. O da mutsuzdur. Oğlu işsiz kalmışsa, ana yüreği bu. Onu da sıkıntı basmıştır. Çocukları büyümüş, ana ya da baba olmuştur. Ama onlar bir türlü nine olamamıştır. Çünkü onlar, o yaştan sonra torun değil, yeniden çocuk sahibi olmuşlardır. Buseferdetorunlaraanalıkyaparlar. Onları büyütürler. Bizim analarımızın kaderidir bu. Evlada iyi ana olup; ama bir türlü kendileri olamamak. Yemeyip yedirmek, giymeyip giydirmek. "AnnelerGünü" nüz kutlu olsun.