Güncel | Yazarlar | Güne Bakış | Ekonomi | Aktüel | Magazin | Spor | Televizyon | Saklambaç | Astroloji | Arşiv | Ana Sayfa
Bugün: 17 Mart 2007  
Yazar Arşivi

Mutluluk sizce nedir?

Bazı kavramları ve duyguları beynimiz bilir ama bilmeninin ötesine geçemez. Tıpkı ismini bilip de tadına bakma şansımızın olmadığı yemekler ya da adresini bildiğimiz ama gitme cesaretini gösteremediğimiz hemşehrilerimizin yamacı gibi... Bazen korku, bazen unutkanlık, bazen başka başka duyguların ve hayatların esiri olmak, bazen ise sadece ve sadece hayatın bize o şansı vermemesidir neden.
Aslında hayat bize o şansı verir de, o hiç tatmadığımızı zannettiğimiz duyguyu ya da kavramı yanlış adreslerde arıyor olabilir miyiz? 'Hayat bu kadar acımasız olabilir mi?' Ya da, 'Onun Tanrısı nerede?' demişimdir kendi kendime. Ama sonra durur düşünürüm; gerçeği bilemem ki, neden hayatın o kişiyi buralara getirdiğini...

POPÜLER DUYGU
Bahsi geçen en popüler kavramlar ve duygulara gelince... Mutluluk, başarı, aşk, huzur... Bunlar en revaçta olup da, başka başka kavramların çatısı altında arananlardır. Mesela; kendini ve etrafını mutsuz kılarak, bundan mutsuzluk çıkarmaya çalışanlar... Kendilerinden memnun olmadıkları için etraftan hiç mi hiç mutlu olamayanlar ve tabii ki bunun sonucunda çoook mutsuz olup, mutluluğu bir türlü yakalayamayanlar...

DEDİKODU İÇİN ZAMANLARI ÇOK
Etrafınızda böyle kişiler olup olmadığını merak ediyor musunuz? İşte size mutsuz avcılığı yapmanız için birkaç tüyo: Bu daimi mutsuzlar vakitlerinin çoğunu dedikodu yaparak geçirirler. Çünkü dedikodu yapmak, memnun olmadıkları kendi hayatlarından bir tür kaçıştır. Başka başka hayatlarda kendilerini unuturlar. Kimileri bunun adına 'meslek' der... Satırlarını, nefretle, kinle ve acıyla doldururlar. Bir de, en çok hayatın onlara ne kadar acımasız olduğundan yakınmayı severler. Hep hasta, hep parasız, hep borçlu, hep depresyondadırlar.
Her nedense en çok onlar aldatılırlar, terk edilirler, yıkılırlar. Daimi mutsuzlar, her zaman hayatla kavgalıdırlar. Hep karşı taraf, yani hayat suçludur. Biraz daha ayrıntıya girersek; her nedense her zaman onların yemeğinden saç çıkar, garson onlara sakarlık yapar ve kuaförde onların saçları yanar. Onlar, sosyal ortamların en bedbaht kişisidir. "Niye ben?" hayata dair en sevdikleri slogandır! Her şeye rağmen yaşamak zorunda kaldıkları için sürekli agresif, sinirli, hırslı ve hayatı ıskalamanın verdiği başarısızlık duygusunun esiridirler...

ZAFERLERİN EN BÜYÜĞÜ
Gelin şimdi de konuya başka tarafından bakalım: "Bana bir mutluluk söyleyin ki, acı karşılığında elde edilmiş olmasın." Bu söz, buzdolabımda asılıdır. Hemen altında ise "Mutluluk, bizi zorlayan kadere karşı kazanılan zaferlerin en büyüğüdür" iliştirilmiştir. Kimine göre yolun sonu, kimine göre çocuk oyuncağı... Farklı farklı davalarda sınanıyoruz. Hepimizin kendimize göre 'zor' olarak adlandırdığımız sınavlarımız var.
Elbette ki, burada yapılacak en büyük hata, sınavlarımızı birbirimizinkiyle kıyaslamak olacaktır. "Aman canım onunki de dert mi?" sorusunu çok sormamanızı tavsiye ederim. Kimbilir, o kişi şekli çok sert olmasa da kendi ortamında bir buzdağına çarpmış olabilir ve hızla su alıyor, dibe batıyor olabilir. Kimisi bir parça ekmek için sokaklarda dileniyor, kimisi batan fabrikasında binlerce çalışanını işten çıkarırken vicdan azabına yenik düşüyor, kimisi evindeki mutfak masrafını, kimisi bizleri, kimisi de güzel bir filmi yönetmeye çalışıyor. Amaç, mutluluk...
Geçen çarşamba akşamı bir grup insanın mutluluğuna şahit olmaktan büyük bir mutluluk duyarak evime keyifle geldim, huzurla yatağıma yattım. Sırf bu yüzden kendimle gurur duydum.
Neden mi? "Başkalarının mutluluğundan kendine pay çıkaran insan, en mutlu insandır" demiş GOETHE. Biliyor musunuz, yürekten yapılmaya çalışıldığında bu çok da kolay bir şey değildir. Başkalarının başarılarına yalandan alkış tutmak, sevinmiş gibi yapmak bile kimilerine ağır gelirken, bunu gerçekten başarabilmeyi bir düşünsenize.

ACI OLMADAN OLMAZ
Buzdolabımın üzerindeki yazıları hatırlayın; acıdan geçmeyen bir mutluluk yoktur ki, başka bir yolla anlatılsın. 'Mutluluk' filmi, film müziklerinin de yaratıcısı üstad Zülfü Livaneli'nin "Mutluluk" adındaki romanının uyarlaması. Konuya gelince...
Her şey Meryem'in perişan ve baygın halde, bir göl kenarında bulunmasıyla başlıyor. Tecavüz, tecavüz edileni değil, tecavüz edeni kirletse de, durum o taraflarda hâlâ acı. Yani ailesi, kızlarının bir namussuzluk yaptığını düşünerek töre gereği öldürülmesine karar veriyor. Önce Meryem'in önüne kendi celladı olması için yağlı ipi atıyorlar. Meryem'in ufacık elleri bunu beceremeyince, bu kez öldürme görevi yakın akrabası Cemal'e veriliyor. Çıktıkları ölüm yolculuğunda, Meryem ve Cemal'in yolları, Profesör İrfan Kurudal'la kesişiyor ve bu karşılaşma üçünün de hayatlarında hiç tanışma fırsatı bulamadıkları mutlulukla karşılaşmalarını anlatıyor.

NAMAL'A TEBRİK...
Filmin oyuncularına gelince: Talat Bulut, Özgü Namal, Murat Han, Lale Mansur, Mustafa Avkıran. Bu sezon 'Mutluluk', Özgü'nün 'Beynelminel' ve 'Polis'ten sonra üçüncü filmi. Armağan Çağlayan'la gözümüzden yaşlar akıtarak seyrettiğimiz film sonrasında Özgü'nün 'Altın Portakal'ı almasında karar kıldık. Kuaförde, galasına hazırlanan bu güzel genç kadını gördüğümde, heyecanı yüzünden okunuyordu. Özgü'ye heyecanın son derece yersiz olduğunu söylemiştim; lafımı geri alıyorum. İşte o heyecan, MUTLULUKTU! Her zaman mütevazılığın başarı ile kardeş olduğuna inanmışımdır, yanılmamışım. Mütevazı olmak heyecanını kaybetmemek, "Ben oldum!" dememektir. İşin komiği, sen olmuşsun be kızım, olmuşsun da haberin yok!! Tebrikler Özgü'cüğüm tebrikler...

ATLATILMASI GEREKEN SINAVLAR
Özgü Namal'ın bir hafta içindeki 'mutluluğun anlamı' listesinde top ten'de bir numaraları 'Mutluluk' filmi olsa gerek.
Ama sıralamanın gerisi hakkında hiçbir fikrimiz yok. Belki ailesi, belki sevdiği, belki yine işleri, belki de ufak tefek zevkleri. Peki siz kendinize hiç sordunuz mu, sizi mutlu edenleri ve nedenlerini... Mesela, basit zevkleriniz size büyük hazlar verebiliyor mu? Yoksa, mutlu olmak için hep bir arayışta mısınız? Büyük mutluluklar mı sizi cezbediyor? Yoksa nefes aldığınız için şükredenlerden misiniz? Ya da başkaları için büyük başarı olarak adlandırılan şeylere sahip olmanız sizi ne kadar değiştirebilir? Küçük zevkleriniz sizi hâlâ tatmin edebiliyor mu?

DÜNE TAKILMAM
Bu soruları önce kendime sormalıyım sanırım. Evet, ne olursa olsun her sabah yataktan çok mutlu uyanıyorum. Dünü dünde bırakarak mutlu, mesut kalkıyorum. Dünkü mutluluğum için müteşekkirim ama bugün daha iyisini yaşama ihtimalim varken, neden düne takılı kalayım ki? Mutluluklar da tıpkı mutsuzluklar gibi yaşanıyor ve geçip gidiyor. Havaya göre değişen biri değilimdir ama, bu sabah olduğu gibi bir bahar sabahı ise bu benim için gülümsemek için bir neden. Kötü şeyler olmuyor mu hayatımda? Olmaması mümkün mü? Ama önemli olan benim ne tepki verdiğim. Olacaklara engel olamayız ama tepkilerimiz bizi anlatır.

MARTILAR VE BEN
Muhteşem bir manzara var karşımda. Evim, Kuleli Askeriye'ye kadar açık iki köprü arasında. Martıların en büyük derdi balık, benim ise huzur. Bugün hem martılar şanslı hem de ben. Denizde balık gani, ben ise kendimi çok huzurlu hissediyorum. Kendime bugünü tatil ilan ediyorum. Evimden çıkıp bu güzel bahar gününde Arnavutköy'deki balıkçıma kadar yürüyüş yapacağım, dostlarımla güzel bir balık ziyafeti çekip, kahkaha ve muhabbete dalacağım. Kimbilir, çok geç olmazsa gidip atımı görürüm. Bu aralar onun da hayatla dertleri pek fazla. Asabi ve aksi. Aynı dili konuşmuyoruz ama birbirimizi anlamamamız için bir neden değil ki bu...
Sevgiyle kalın, mutlu hafta sonları.
YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Adem'in Trenleri   / 10-03-2007
 Geçen hafta:   / 03-03-2007
 Türkiye'de stand-up'çı yok   / 24-02-2007
 Bir akşam yemeği önerisi   / 17-02-2007
 14 Şubat tarihine dair...   / 10-02-2007
 Dostlar kendini kötü günde belli eder   / 03-02-2007
 Yazlık sinemalardaki çekirdek sesi...   / 27-01-2007
 Kalemimle değil, kanlı canlı geliyorum!   / 20-01-2007
 Hayatımın ilk tokadı...   / 13-01-2007
 Saddam Hüseyin   / 06-01-2007
GÜNCEL
502 502 milyon YTL'lik vurgun
Sinop polisi, 6 ay önce hastanelerde yolsuzluk yapıldığı ihbarı...
Hakime ayıp
'Uçağı vurdular'
Göbek bağladık
Doğunun üstün zekaları
'Kaçırıp sattım'
İş yerine komaya
SPOR
Kaptı Kaptı kaçamadı: 2-2
Mondragon, Hasanve Necati'nin kadroda olmadığı, Ümit Karanve Song'un...
Yeşilköy'de olay
Dualar Arda için
En beğendiği Türk Sergen
Batman yine tek başına
Kartal'a Bobo darbesi
Sakatlardan iyi haber
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
HAVA DURUMU
İSTANBUL Sisli 12°C 3°C 
ANKARA Sisli 10°C -2°C 
İZMİR Az Bulutlu 17°C 7°C 
ANTALYA Az Bulutlu 22°C 10°C 
ADANA Az Bulutlu 18°C 4°C 
EKONOMİ
IMKB E: 41.819,840 D:% 1,52
DOLAR S: 1,407 D:% -0,11
EURO S: 1,871 D:% 0,46
AKTÜEL
GÜNE BAKIŞ
EKONOMİ
GÜNCEL
  Güncel | Yazarlar | Güne Bakış | Ekonomi | Aktüel | Magazin | Spor | Televizyon
| Saklambaç | Astroloji | Mobil Takvim | Reklam | Künye | Ana Sayfa
    Takvim Servisi
    Copyright © 2003, 2007 - Tüm hakları saklıdır.
Merkez Gazete Dergi Basım Yayıncılık Sanayi ve Ticaret A.Ş.
Üretim ve Tasarım  Merkez Bilgi Grubu