Maliye ve Kanaltürk
Maliye Bakanlığı'nın Kanaltürk hakkında inceleme başlatmasını "medyaya baskı" olarak nitelendirmek mümkün değil. Sakın, "AK Parti, katiyen medyaya baskı yapmaz, müdahale etmez" diye düşündüğümü sanmayın. Mutlaka iktidar mensupları, şu veya bu şekilde memnuniyetsizliklerini iletiyorlardır; sitem ediyorlardır. Ellerine bir koz geçti mi, sevmedikleri medya patronlarının aleyhine kullanıyorlardır. Ama her medya kuruluşu da, hesabını kitabını bilmek ve hesabını vermek durumundadır. Nitekim, sadece Kanaltürk değil, birçok medya mensubu ve kuruluşu Maliye tarafından incelenmiştir. "Kanaltürk'ün yanı sıra, neden çalışanların kredi kartları veya banka hesapları incelendi?" gibi bir soru da var ortada. Bunu Maliye Bakanlığı'nın ilgili merciine sordum ve şu cevabı aldım: "Vergi elemanı, inceleme yaptığı müessese ile ilgili gördüğü her şahıs veya kurum hakkında istihbari mahiyette bilgi toplayabilir. Bu bilgileri, ikinci kişilerle paylaşmadığı takdirde, hukuk çiğnenmiş olmaz. Televizyonların tamamı incelendi. Zaman zaman ihbarlar geldiğinde yeniden inceleme yapılıyor. Maliye elemanı, istihbari bilgi topladığı kişiler hakkında daha sonra incelemeye gerek de görmeyebilir." Öyleyse Kanaltürk niye bağırıyor? Oralarda biraz hesap karışıklığı var gibi. Deştikçe, 3 milyon dolarlık bir transfer parası ortaya çıktı ki, bunu izah etmek pek kolay görünmüyor. Hangi gazeteci, emeğinin karşılığı olarak bir çırpıda 3 milyon dolar kazanabilir?