Bayar'ın Şark Raporu
Celâl Bayar'ın, İktisat vekiliyken kaleme aldığı 1936 tarihli "Şark Raporu"nu bugünlerde hatırlamakta fayda var. "... Şeyh Sait ve Ağrı isyanlarından sonra, Türklük ve Kürtlük ihtirası karşılıklı şahlanmıştır. İsyan edenleri cezalandırmak için şiddetin manâsı anlaşılır ve yerindedir. İsyandan sonra, fark gözetmeksizin idare etmek de bundan ayrı ve mutedil bir sistemdir. Hariçten sokulmaya çalışılan politikanın zararlı cereyanlarını kırmak ve bu yurttaşları anavatana bağlamak için devamlı çalışmak ister. Kendilerine, yabancı bir unsur oldukları resmi ağızlardan da ifade edildiği takdirde, bizim için elde edilecek netice bir tepkiden ibaret olabilir. Bugün, Kürt diye bir kısım vatandaşlar okutturulmamak ve devlet işlerine karıştırılmamak isteniliyor. Daha doğrusu, bu kısım vatandaşlar hakkında ne gibi bir sistem takip edileceği, idare memurlarınca açık olarak bilinmiyor. Bir sisteme bağlanırsa, tereddütlerin ve kişisel değerlendirmelere dayanan hareketlerin önüne geçilmiş olur."
***
Peki bu tavsiyeleri yerine getirebildik mi? Maalesef kocaman bir hayır. Yara kangren olduktan sonra çare arıyoruz. Ama şimdi önümüzde kocaman bir terör örgütü problemi var. Kuzey Irak'ta da bir Kürt devleti oluşuyor ve bizdeki kimi Kürtler'in gözü Barzani'de. Türkiye başarılı olmak mecburiyetinde. İstikrarlı büyüyen, zengin bir ülke olabilirsek, herkes, bu refahtan pay alıp, birlikte yaşamak ister. Bu yüzden, önümüzdeki 10 yıl çok önemli.