AK Parti seçime hazırlanıyor
AK Parti İstanbul İl Başkanlığı, "AK Parti hesap veriyor" başlığı altında, bir dizi toplantı düzenliyor. Bakanlar, hafta sonlarında İstanbul'a geliyor, teşkilâtın sorularını cevaplandırıyor ve onları bilgilendiriyor. Geçtiğimiz Cumartesi, böyle bir toplantıya ben de katıldım. Ayrıca Abdullah Gül ile sohbet imkânını da buldum. Gül, Avrupa Birliği yolculuğunda, AK Parti'nin rolünün önemini vurguladı ve "Biz sorumlu davranmasaydık, ilişkilerin sıcak tutulması için böylesine gayret sarf etmeseydik, acaba Türk toplumu Avrupa Birliği'nden soğumaz mıydı?" diye sordu. Aslında, zenginler kulübü Batı, uzun yıllardan beri Türk milleti açısından bir cazibe merkezi olmuştur. Ama zaman içinde, Batı'nın çifte standartlı tutumu kitlelerin inançlarını kırdı. Buna rağmen, AK Parti, Avrupa Birliği'ne asılmaya devam etti. Kıbrıs önemli bir engeldi; bu engel aşıldı. Abdullah Gül, "Biz, 73 milyonun çıkarını düşünmeden, Kıbrıs politikasının yürütülmeyeceğine inandık ve gerçekçi davrandık" diyor. "Ama katiyen Kıbrıs'ı satmadık" diye sürdürüyor sözlerini. Ve şu rakamları veriyor: "4 yıllık süre zarfında Kıbrıs ekonomisi gelişti. Fert başına milli gelir 4 bin 500 dolardan 11 bin dolara çıktı. 1974 ila 1996 arasında, yılda 80 milyon dolar Türkiye yardım yapıyordu. 1997-2002 arasında, bu miktar 210 milyon dolara çıktı. 2002-2006 döneminde, Kıbrıs'a yılda ortalama 360 milyon dolar verdik. Bu sene, 420 milyon dolar vereceğiz. Kıbrıs kaybedilmedi, Kıbrıs satılmadı, ilgimiz devam ediyor. Bu dönemde, Cumhurbaşkanı Talat'ı, yabancı ülkelerin dışişleri bakanları muhatap kabul ediyor. Pakistan resmi protokol uyguladı." Abdullah Gül, komşularla ilişkiler zemininde de aktif dış politikanın kendisini gösterdiğini şöyle anlattı: "Toplam dış ticaretimizin içinde komşuların payı % 3 idi; % 33'e çıktı. Türkiye sadece Batı'ya açıktı; diğer tarafımız adeta çıkmaz sokaktı." Gül, Türkiye'nin ağırlığının ve güvenilirliğinin artmasının ekonomik getirileri olduğuna da temas etti: "Eğer biz, bir cazibe merkezi haline gelmeseydik, belki özelleştirmeler gene yapılırdı ama, Telekom da Petkim de Demir Çelik de hepsi kelepir fiyata giderdi." AK Parti'nin bu toplantısına katılanlar, -ki aynı anda Ali Babacan ve Kürşad Tüzmen de başka mekânlarda gene AK Parti teşkilâtıyla benzer toplantılar düzenliyorlardı- gazı alıp, evlerine döndüler. AK Parti İl Başkanlığı'nın faaliyetleri bununla sınırlı kalmıyor. "Gençler buluşuyor, Türkiye'yi konuşuyor" başlığı altında, hem ilçelerde hem mahallelerde toplantılar düzenleniyor. İlkbaharda 410 salonda, 65 bin gençle bir araya gelinmiş. Sonbahar sezonunda ise 550 salonda, 100 binin üzerinde gençle buluşulmuş. Diğer vilâyetleri bilmiyorum ama İstanbul büyük bir gayretle çalışıyor. Herhalde Erdoğan, bu çabalardan memnundur. Ama bir de kocasını doğru dürüst göremeyen ve hasretini çeken Mehmet Müezzinoğlu'nun eşi Faize Hanım'a sormalı!