Nakliyeciler neden kavga eder?
Kısa süre önce, Avrupa'nın en güçlü karayolu filosuna sahip ülkelerinden biri olan Türkiye'de, TIR sistemi hakkında yeniden tartışmalar başladı. Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND) ile Ro-Ro Gemi İşletmecileri ve Kombine Taşımacılar Derneği (RODER) arasında alevlenen sıkıntılı konuları ele alırken dikkat edilmesi gereken ince noktalar var. Zira RODER konuya şirketleri açısından, UND ise kara taşımacılığının sekteye uğramaması cihetiyle sektörü temsilen yaklaşıyor. UND, TIR sisteminin Birleşmiş Milletler çatısı altında devam etmesini istiyor. RODER ise tam aksi yöne kürek çekerek, TIR karnesi sisteminin yok edilmesini destekliyor. Ayrıntılarda RODER'in direkt Avrupa Birliği (AB) üyelerine yapmış olduğu Ro-Ro seferlerini doldurma gayreti olabilir mi? UND ve RODER üyesi TIR'cılar gelişmelere bu yönden bakarsa iyi olur. Mesela RODER diyor ki; TIR karnesi rafa kalksın, nakliye sektörü T1 karnesi ile ve tamamen elektronik ortamda işlemlerini yapıp, öyle yola çıksın. Ama T1, sadece AB ülkelerinde geçerli ve uzun süredir de Ro-Ro ile AB'ye yola çıkanlar tarafından kullanılıyor. Peki AB dışına sefer yapan ya da AB üyesi olmayan ülkeler üzerinden AB'ye doğru sefere çıkan TIR'lar T1 karnesi ile nasıl yola devam edecek? Neden ek maliyet altına girecek? Çünkü T1, 'TIR karnesi'nin alternatifi değildir. Halen TIR'larımız AB üyesi ülkelere ister T1, isterse TIR karnesiyle gidebiliyor. Ayrıca TIR karnesiyle de Türkiye ve birçok ülkede elektronik ortamda bilgi transferi yapılabiliyor. Peki bu tartışma neden yapılıyor? Çünkü TIR'lar T1 karnesine mahkum edilirse, en avantajlı güzergah Türkiye-İtalya hattı olacak. Bu hatta da RODER yönetiminin şirketi olan UN Ro-Ro, tekel mantığıyla çalışıyor. Tüm kavga ve tartışma işte bundan ibaret. Kara taşımacılığında karayolu devre dışı bırakılarak, karacıların denizden yol alması için ortaya atılan bu tartışma bakalım nasıl bitecek?