Türkiye'de çöp yakmak cinayettir
Çimento fabrikalarında Çevre ve Orman Bakanlığı'nın desteğiyle çöp yakılmasına yönelik atılan adımları aklı başında hiçbir yetkili ve uzman onaylamıyor. Zira bizdeki yakma olayı ile örnek alınan ülkelerdeki aynı eylemin çok farklılıkları var. Dün konu hakkında bakanlığın göndermiş olduğu cevaba yer vermiştim. Bugün ise konuyu yakından bilen, takip eden ve içinde olan bir uzmanın görüşlerine yer vermek istiyorum. Buyurun beraber göz atalım; 'Türkiye'de atıkların çimento fabrikalarında yakılması girişimi, muhakkak önlenmesi gereken bir cinayet tasarımıdır. Bu girişimin temelinde kör bir kâr etme hırsı yatmaktadır. Sorulması gereken pek çok soru var ama, biz akla ilk gelenleri şöyle sıralayabiliriz: 1) Bu fabrikalarda hangi atıklar yakılacaktır? Evsel atıklar, endüstriyel atıklar, tıbbi atıklar, tehlikeli atıklar vb gibi türlere ayırabileceğimiz atıkların bertarafı son derece farklıdır. Bu atıkların niteliklerinin belirlenmesi nasıl ve kimler tarafından yapılacaktır? Yurtdışından da getirilebilecek (bunun çeşitli yöntemleri vardır) tehlikeli atıkların (ve hatta radyoaktif atıkların) bu fabrikalarda yakılmayacağını kim, nasıl garanti edecektir? Kontrol mekanizması nasıl işleyecektir? 2) İnsanlara, diğer canlılara ve çevreye zarar vermeden yapılacak yakma operasyonu için öncelikle bu yakmanın yapılacağı fabrikalarda son derece gelişmiş laboratuarların ve bu laboratuarlarda çalışacak deneyimli teknik elemanların bulunması gerekir. Gelen atıkların niteliklerinin belirlenmesi, yakma menülerinin hazırlanması vb. karmaşık operasyonlar bu laboratuarlarda yapılacaktır. 3) Atık yakma tesisleri, basitçe tanımlanırsa, 1/3'ü yakma, 2/3'ü ise son derece karmaşık arıtım ve filtrasyon bölümlerinden oluşan tesislerdir. Olmaz ya, yukarıda değindiğimiz hususların bir an için yerine getirildiğini varsayalım. Milyonlarca dolar ve euro tutacak arıtım filtrasyon üniteleri nasıl yapılacaktır? Unutulmasın ki, çoğu çimento fabrikası, enerji harcıyor diye, basit filtrasyon ünitelerini bile çalıştırmamaktadır. Türkiye, sanayi üretimi açısından, Avrupa'daki birçok küçük ülkenin bile gerisinde kalırken, onlarla kıyaslanamayacak, çok ağır bir kirlenmenin etkisi altındadır. Katı ve sıvı atıklar kontrolsüzce doğaya terk edilmektedir. Bu konuda çok fazla söze gerek yok. Ülkemiz, 1990-2004 yılları arasındaki sera gazı salımında, yüzde 72 artışla dünyada birinci sırada yer alıyor. Kısaca söylemek gerekirse, hadi hepsi demeyelim ama bazı sanayiciler, atık bertarafı için ödedikleri paralardan kurtulmanın yanı sıra üste para da kazanabilecek, aynı şekilde çimento firmaları da çok ucuz hatta bedava yakıta kavuşacak diye, kuşaklar boyunca etkili olacak kitlesel bir cinayetin hazırlıkları yapılmaktadır.' Uzmanın görüşü böyle. Benim de söyleyeceklerim var. Salı günü görüşmek üzere...