Ankaraspor karşısında izlediğim
Trabzonspor, eski ruhunu ayaklandırmış bir futbol takımıydı.
Bizlerin ruhunu okşayan eski zaman 45'lik plaklar gibi...
Bu takım; bir yandan liderliğin kozasını örerken, öte yandan yenilenmiş arkadaşlığın muhteşem gösterisini sunuyor.
Song ve
Egemen "yılın ikilisi!" Colman, ülkemizdeki sükseli siluetlere karşılık, ders kitabı olarak okutulması gereken bir isim...
Ersun Yanal'ın istiap haddini aşmayan akıllı sistemini de, unutmamak gerek.
***
Gaziantep maçında
Fenerbahçe'nin boyaları aktı.
Aragones, çaresizliği gösteren puslu bir pusula.
Güiza, sözüm ona kral. Daha pozisyona girmeden yok oluyor.
Josico, fıkra kitaplarına girecek kadar biçare...
Lugano dışındaki futbolcuların, kaypak bir mücadelesi vardı.
Fenerbahçeli futbolcuları bilmem ama benim aşktan anladığım, cayır cayır yanmaktır.
Sahada gezinmek değil.
***
Sivasspor, liderliğin zambak vadisinde, kıran kırana bir mücadele veriyor.
Galatasaray'ın kötü futbol büyüsünü, her türlü şartta çözecek sihirli ayakları mevcut.
Baros gibi,
Arda gibi...
Beşiktaş, kazanmak teorisini, erkenden eyleme döken pratisyenler takımı. Ama tedirgin edici yanını örtbas edemiyor.
Eskişehir'de emek hırsızlığının berbat gösterisi vardı.
Sanık:
Eskişehirli Engin Baytar!
Tanık: hakem hariç; cümlemiz;
***
Haftanın en anlamlı haykırışı İnönü Stadı'ndaydı. Irkçılığa karşı duruşun siyah beyaz renkleri, gönlümüzün gökkuşağına asıldı. Teşekkürler...