Ertuğrul Sağlam'ın sahaya çıkardığı ilk 11'i gördüğüm zaman Bursaspor'un kupayı ne kadar istediğini anladım. Gerçi onlar da haklı çünkü her zaman söylüyorum, Anadolu takımlarının Avrupa'ya gidebilmesinin en kestirme yolu kupadan geçiyor. Bursa da istediğini almak için de ellerinden gelen herşeyi yaptılar. Buna atılan tekmeler ve oynanan sert oyun da dahil. F.Bahçe'de ise son Trabzon maçına göre bir çok değişiklikler mevcuttu. Alex'in bölgesinde Deivid görev yaparken Güiza'nın yerine de Semih sahadaydı. Sakat Edu'nun yokluğunda Lugano'nun yanında Önder, sağ kanatta Colin Kazım, sol kanatta ise Vederson formayı alan diğer isimlerdi. Yani 4 değişik futbolcuyla bir rotasyona gidildi. Sistem gene aynıydı. Alex ve Güiza'nın rolleri Semih ve Deivid'deydi. Hep söylüyoruz eğer tek forvetle sahaya çıkılacaksa isim Semih olur. Çünkü Semih, kaleye arkası dönük oynarken gelen topları yumuşatan geriden ve çizgiden gelen arkadaşlarına çok iyi servis yapabilen bir futbolcu. Golcülük özelliğini ise zaten söylemeye gerek yok. 16. dakikada Bursaspor seyircisi her zamanki tezühüratına, sahadaki futbolcular da her zamanki değil ama F.Bahçe maçına sakladıkları tekmelerine başladılar. Hakem de bunları seyretti. Ali Tandoğan'ın Carlos'un dizine acımasızca attığı taban, dünyanın her yerinde kırmızı karttır. Ama ülkemizde ne yazık ki sarı kartla bile cezalandırılmıyor. Hele Lugano'ya yapılan açık bir penaltı var ki aklımıza hemen sezon ortasında "F.Bahçe'nin federasyonu ve hakemleri" diyenler geldi. Trabzon maçında verilmeyen penaltıdan sonra Bursa maçında verilmeyen penaltı 'Yani dakika iki, gol iki' Fenerbahçeli futbolclar bu tekmelerden yılmadan, hatta o tekmelere kafalarını ve vücutlarını siper ederek iyi mücadele ettiler. 44'te ise Vederson'un korneri ve Deivid'in yani bir Brezilyalı işiyle Kanarya soyunma odasına 1-0 önde girdi. İkinci 45 dakikada futbol oynamayı düşünün bir Bursaspor sahadaydı. Bu yüzden bize de zevkli ve güzel bir maç seyretmek düştü. Daha ilk dakikada Volkan'ın şutunun direkten dönmesi bile bu güzel mücadelenin habercisiydi. F.Bahçeliler'in en sevindiği nokta Emre'nin 'Ben bu takımda ağırlığımı koyarım arkadaş' dercesine oynadığı futboldu. Neticede Fenerbahçe, Kadıköy'de 1-0'lık avantaj elde etti. Yeter mi yetmez mi bilemem ama şu da bir gerçektir; 'Avantaj, avantajdır.'