Türkiye Kupası eskiden takımlarımız için çok daha büyük önem taşıyordu. Çünkü, Avrupa arenasında sadece iki takımla temsil ediliyorduk. Bu yüzden de kupa neredeyse lig şampiyonluğuyla eşit değerdeydi. Kazanmak da çok zordu. Ama şimdi olay değişti. 3 büyükler sene sonunda öyle ya da böyle ilk 5 arasında mutlaka yer alıyorlar. Bir şekilde nasıl olsa Avrupa'ya çıkıyorlar. Onlar için önemli olan Şampiyonlar Ligi'nde mücadele etmek. Bakın, "Kupayı mı almak, yoksa ligde ikinci mi olmak istersiniz?" sorusunu ister Aziz Yıldırım'a, ister Adnan Polat'a, ister Yıldırım Demirören'e sorun aynı yanıtı alırsınız. Çünkü Şampiyonlar Ligi prestij ve para demektir.


Kupa maçlarında takımların her şeyini ortaya koymaları mantıklı değildir. Yapılan rotasyonlar normaldir. Bakın, Fenerbahçe bu kupa maçları yüzünden iki şampiyonluk kaçırdı. Son 3 yılda Beşiktaş ve Galatasaray'la oynanan çeyrek, yarı final ve final maçlarını düşünün Bülent Demirlek, Selçuk Dereli ve Cüneyt Çakır'ın yönetimlerinde o maçlardan nasıl ağır yaralarla çıkıldığını hatırlayın. Geçen sene Volkan, Gökhan ve Lugano'ya çıkan kırmızı kartların şampiyonluğun kaybedilmesinde nasıl bir rol oynadığı sorusunun yanıtını da siz arayın. Fenerbahçe açısından anlayışla karşılayabileceğimiz tek olay bu kupanın uzun yıllar müzeye gelmemiş olmasıdır. En son 1982-83 sezonunda finalde Mersin İdman Yurdu'nu benim ve Tavşan Mustafa'nın attığı gollerle 2-1 yenmiştik. O kupa işte bu kupa. Tam 26 yıl geçmiş. O yüzden, bu konudaki ısrarı anlayabiliyorum.
Şu kupa alınsın da bu iş bitsin, yoksa gerçekten yapılması gereken tüm güçle lige ağırlık verilmesidir.


Dünyanın en kuvvetli liglerine bakın, büyük sürprizler hep kupa maçlarında yaşanır. Çünkü, büyük kulüpler o maçlara ikinci, hatta üçüncü takımlarıyla çıkarlar. Şu bir gerçek ki artık bu kupa ufak bir prestijten başka bir işe yaramıyor. 34 maç sonucunda şampiyon olamayanlar, 2-3 maçla final oynanan bir organizasyonda aldıkları bir kupayla ne taraftarlarını ne de camialarını kandıramazlar. Yalnız, Anadolu takımları için iş başka... Onlar, 3 büyüklerin olduğu arenada Avrupa'ya çıkabilmenin en kestirme yolu olarak kupayı görüyorlar. O yüzden haklı olarak asılabilecekleri kadar da asılıyorlar.
İşte bu düşüncelerle yarın oynanacak maç için Tokat yollarına düşüyorum. Maç bahane, asıl amaç gelmemi çok isteyen Tokatlı dostlarla kucaklaşmak ve sohbet etmektir. Umarım, ilk defa gideceğim Tokat seyahati güzel bir seyahat olur ve tatlı anılarla geri dönerim.