Maç o kadar hızlı başladı ki gerçekten neye uğradığımızı şaşırttı. Daha ilk dakikada Deivid'in kafası, hemen arkasından da Umut'un Volkan'la karşı karşıya kalması yüzde 100'lük net pozisyonlardı. İlk devre bitimine kadar bu böyle devam etti. 45 dakika sonunda şu maçtan gol çıkmaması gerçekten bir mucizeydi. Aragones de Ersun Yanal da sistem ve kadrolarından taviz vermeden sahaya çıktılar. Trabzon'da Gökhan ve Umut çift forvet oynarken çizgilerde de serbest dolaşan Yattara oynadı. Buna karşılık Fenerbahçe'de hep bildik şekilde Guiza ileride tek, arkada Alex, 4'lü orta saha ve 4'lü savunmayla sahaya çıktı. Gözlemlediğim en büyük farklılık top bizde kalsın mantığıyla sürekli top çevrien Fenerbahçeli futbolcular dün akşam biraz daha acelecilerdi. Sanki golü bir an önce bulmak istiyor gibilerdi. Kanatları Gökhan ve Carlos gayet iyi kullanırken ordan gelen ortalar Güiza ile bir türlü buluşamadılar. Güiza takımın en zayf halkası gibi görüntü veriyor. Eğer Aragones, tek forvet oynamaya devam edecekse oraya topu iyi saklayan ve arkadaşlarına daha iyi indiren Semih monte edilebilir. Benim ve stattaki herkesin dikkatini çeken Hüseyin'e verilen özel görevdi. Hüseyin, Fenerbahçe kontra atağa çıkarken Alex'i engellemekle görevlendirilmişti. Ancak bu engelleme hep faul şeklinde oldu. Görünüşte belki kart çıkmadı ama... Bir futbolcu, marke ettiği bir futbolcuya arka arkaya 5 kere faul yaparsa bunun bir hakem tarafından görülmemesi mümkün değildir ve bir hakemlik ayıbıdır. Hüseyin indirdi, Bünyamin Gezer seyretti, Bünyamin Gezer seyrederken, Hüseyin indermeye devam etti. Böylece Alex de yerden kalkmayan adam oldu. Hakemler eğer bunlara prim tanıyacaklarsa antrenörler futbol taktiği üstüne fazla kafa yormasınlar. Herşeye rağmen muhteşem bir 45 dakika izledik. Temposu heyecanı yüksek. Tek eksik goldü. Burada girilen pozisyonları saymaya kalksam herhalde bütün sayfanın bana ait olması gerekecek. Takımlar savunma odasına giderken biz de ikinci devre aynı futbolu seyrederiz umuduyla beklemeye koyulduk. İkinci devrede de değişen bişey olmadı. Yine zevkli bir mücadele izledik. Trabzon'un baskıyı rakip sahada yapmayı tercih etmesi ve geriden çok akıllı adam kaçırıp, Edu ve Lugano'nun aralarına top indermeleri çok fazla pozisyon bulmalarına neden oldu. Kaleci Volkan çok önemli kurtarışlar yaptı. Aragones kesin galip gelinmesi gereken maçta Alex-Josico değişikliğiyle beraberliğe razı bir teknik adam modeli çizdi. Hele Semih'i 80 dakika kulübede unutması olacak iş değildi. Neticede sayamadığımız kadar çok pozisyonun olduğu maç tuhaf bir şekilde golsüz sonuçlandı. Herhalde bu sonuca kimse itiraz etmeyecektir. Alan razı veren razı olduktan sonra bize söyleyecek laf düşmez...