Kıbrıs'ta "hassas" döneme girildi.
Müzakerelerde "al-ver" süreci başlıyor.
Türk ve Rum kesimlerinin liderleri, "paylaşım"ı görüşecek.
...Ve bu görüşmelerde başarılı olunursa, ortak bir devletin çatısı altında yaşamanın temelleri atılacak.
***
KKTC Cumhurbaşkanı Talat, dün Ankara'ya geldi.
Cumhurbaşkanı Gül ve Başbakan Erdoğan'la görüştü.
Kritik süreç öncesinde "ortak politika" gözden geçiriliyor.
Türk tarafı BM öncülüğünde bir çözüme eskiden beri sıcak bakıyor.
Ancak AB'nin bu süreçte Türkiye'yi zorlayacağı anlaşılıyor. Çünkü Rum kesimi ve Yunanistan AB üzerinden hamle yapmayı tercih ediyor.
AB ise tek taraflı baskı uygulayıp, Türkiye'den "Rum devleti"ni tanımasını istiyor.
Oysa adada gerçek çözüm, "masa başı"ndaki oyunlardan çok, halkların kaynaşmasından, geçmişteki nefret tohumlarının yerini "birlikte yaşayabiliriz" anlayışına bırakmasından geçiyor.
***
Peki böyle bir iklim var mı Kıbrıs'ta.
Var.
Bakın, Rumlar Türk tarafına geçip kendi topraklarında gibi rahat gezebiliyor, alışverişini yapıp geri dönebiliyorlar.
Türkler de.
Son olarak 8 Ocak'ta KKTC Cumhurbaşkanı Talat, Lokmacı kapısından yürüyerek Rum kesimine geçti.
Talat'ın Rum halkından büyük ilgi gördü. Esnafla sohbet etti, hatıra fotoğrafı çektirdi. Bu arada bir restaurant sahibinin Talat'a poşet içerisinde mandalin ikram ettiği bildiriliyor.
Daha da önemlisi, bu ziyaret, bir Rum gazetesi olan Politis'in daveti üzerine gerçekleşiyor. Gazetenin yazar ve yöneticileri de Cumhurbaşkanı Talat'a yol boyunca eşlik ediyor.
Demek ki, bugüne kadar Papadopulos ve aynı çizgideki yöneticilerin Rum kesimine ektiği "nefret" tohumları pek yeşermemiş. Rum halkı ve basının artık "barış"tan yana eğilim göstermeye başladığı dikkat çekiyor.
Tabi halklar istediği zaman, yöneticilerin "barış"a direnmesi zor.
Yeni dönem müzakerelerindeki umut, "taban"daki bu istekten kaynaklanıyor.
***
Anlaşılan Mehmet Ali Talat da bu kez müzakerelerden umutlu.
Güney Lefkoşe'de dolaşırken İngilizce ve Rumca konuşup halkın yeni yılı kutlayan Talat, taahhütte bulunmuş:
"2009'un barış yılı olacağını, Kıbrıs Türk tarafı olarak taahhüt ediyoruz." Yunanistan ve Rum kesimi de aynı niyeti sergilerse, bu yıl adaya "kalıcı barış"ı gelebilir.
Bu arada Avrupa Birliği'ne düşen, "tarafsız" kalıp, "medeni dünya"nın "barış"a verdiği önemi göstermesidir.
Gelişmiş ülkeler için "utanç müzesi"ne dönüşen Gazze felaketinin yaşandığı bir dönemde, Kıbrıs'ta "ortak bir devlet"in kurulması, belki Birleşmiş Milletler'i de biraz olsun "inandırıcı" hale getirebilir.