Günün sorusu şu: İsrail ne yapmak istiyor?
Soruyu yanıtlamadan önce Filistin'in siyasi yapısına bakmak gerekiyor: Filistin'de iki siyasi örgüt var.
Arafat'ın grubu EL FETİH ve 2004 yılında İsrail füzesi ile vurulan Şeyh Ahmet Yasin'in kurduğu HAMAS.
El Fetih, Batı Şeria'da yüzde 60'a yakın bir çoğunluğa sahip. Hamas ise Gazze'de aynı oranda bir gücü elinde bulunduruyor.
El Fetih'in başında, Filistin Yönetimi Başkanı Mahmut Abbas, Hamas'ın lider kadrosunda ise Halid Meşal ve İsmail Haniye gibi isimler var.


İki grup arasındaki temel farklılık, İsrail'le ilişkilerde ortaya çıkıyor.
El Fetih "barış", Hamas "direniş"ten yana.
Filistin'de 2007 yılında yapılan seçimlerde Hamas birinci oldu.
17 Mart 2007 tarihinde Hamas-El Fetih Koalisyon Hükümeti kuruldu.
Başbakanlığa Hamas liderlerinden İsmail Haniye getirildi.
Haniye'nin ilk açıklaması "zor günler"in habercisiydi: "1967 yılında İsrail tarafından işgal edilen topraklarda Filistin devletinin kurulması için çalışacağım."
Filistin Başbakanı, İsrail'i bir meşru devlet olarak tanımadığını bir kez daha bütün dünyaya ilan etmiş oldu.


Seçimin sonucu İsrail ve ABD'yi şok etmişti.
İsrail Filistin Hükümetini tanımayacağını ilan etti. ABD de.
Oysa Hamas'ın seçime girmesine sessiz kalmışlardı.
Açıklamalardan sonra bölgede tansiyon yükselmeye başladı.


"Devlet Başkanı" konumundaki Filistin Yönetimi Başkanı Mahmut Abbas, Filistinlilerin koşulsuz olarak barış görüşmelerine başlayabileceğini" söyleyip, tansiyonu düşürmeye çalıştı.
Ancak bu açıklama sadece Hamas ve El Fetih arasındaki gerilimin tırmanmasına, hatta iki grubun silahlı çatışmalarına neden oldu.
İsrail, "Filistin Hükümeti, İsrail Devletini tanımadan görüşmelere başlamayacağız" dedi.
ABD de Hamas Hükümetiyle görüşmeyeceğini duyurdu. Ve barıştan umut kesildi.


Geçen 2 yıla yakın zaman içerisinde ne İsrail "Hamas Hükümeti"ni tanıdı, ne Hamas İsrail'i. Bu gergin ortamda çatışmalar patlak verdi.
"Direniş"çi Hamas, güçlü olduğu Gazze'den yakın yerlerdeki İsrail yerleşimlerine roket attı.
İsrail ağır bombardımanla karşılık verdi.
Bununla da yetinmedi, 1,5 milyon kişinin yaşadığı Gazze'ye kara harekatı düzenledi.


İsrail'in hedefi belli:
Saldırılar yoluyla halkı bezdirip Filistin'de Hamas Hükümetini devirmek.
Yerine, uzlaşmaya yanaşabilecek bir Hükümet kurulmasını sağlamak. Başarabilir mi? Zor.
Çünkü İsrail'in 2006 yılında Hizbullah'ı bahane ederek Lübnan'a yaptığı kara harekatının sonuçları ortada.
Hizbullah, daha da güçlendi. İsrail ise sivilleri, çocukları acımasızca öldüren bir ülke durumuna düştü. Kara harekatını başarısız bir şekilde sonuçlandırmak zorunda kaldı. Öyle görünüyor ki, Gazze'de de farklı bir şey olmayacak.


Yaşanan acıları daha da büyütmemek için tek çıkar yol görünüyor:
Hem İsrail'in, hem Hamas'ın geri adım atması. Ve barış görüşmelerinin yeniden başlatılması. Ne yazık ki Arap ülkeleri sessiz. Türkiye ise dünyayı harekete geçirmeye çalışıyor.