Bu ülke ne çektiyse, dokunulmazlık töresinden çekti.
Bu ülke ne gördüyse, yöresel yasalardan gördü.
Kişiye özel mektup mudur demokrasi?
Generalleri bile yargılayan sistemde, politik ağalar vergiden muaf mıdır?
***
Adamına göre sistem.
İmbikleme adalet.
Irzın nikahını kıyanlara bile kıyamadı bu memleket.
Katillerle barışık yaşayan düzeni, koynundan çıkarıp atamadı.
Belediyeleri soyanlara, yetim hakkı yiyenlere bile hesap soramadı.
"Sen de bizdensin arkadaş" şarkıları eşliğinde.
***
Yeraltındaki silahları bulup çıkaranlara şükür borçluyuz.
Yarım kalmış katliamların krokisini bulanlara, teşekkür borçluyuz.
Ama bir porsiyon demokrasiyle, kimlerin doyduğunu ve memleketi nasıl soyduğunu bildiğimiz içindir ki.
Zulmü meşru hale getirenlere tepki göstermeliyiz.
***
Dokunulmazlık karbondioksittir.
Sosyal adalet memleketin oksijeni.
Gerçek bir demokrasiye sevdalı insanlar olarak, biliyoruz ki, bir ihtilal daha yok.
Ama dokunulmazlık zırhı da, bu topraklardan kalkmalı artık.
Bir ihtimal daha yok.
Şeffaf Türkiye posterlerini, asıl o zaman görelim.
Görelim bakalım, arkalarındaki yüzlerce dosyayı, zaman aşımına bırakanları.
***
"Sen benim kim olduğumu biliyor musun?" sözü, bu topraklardaki en çirkin cümledir.
Karanlık güçleri arkasına alanların, kendilerini ele verme biçimidir.
O yüzden bu toplumun, kimlerin ne olduğunu bilmesini istiyoruz.
***
Hey efendiler, efendiler!
Yiğitler anası bilinen bu memleket, hesap sorarken, babasını bile tanımasın istiyoruz.
Hey efendiler, efendiler!
Memleket biraz yeni çağın yiğitlerini görsün istiyoruz!