Bütün dünya, bir kez daha şaşkınlık içerisinde seyrediyor.
Öldürülen bebekleri, kadınları, masum insanları.
Filistin'de İsrail saldırılarına kurban gidenlerin sayısı 12 günde 700'e ulaştı.
Onbinlerce kişi, aç, susuz, yaralı ve elektrik olmadığı için üşüyor.
Bu "kolay" savaşın en şaşırtıcı tarafı, ikinci dünya savaşında soykırıma uğramış bir milletin, mazlum insanlara karşı nasıl bu kadar acımasız olabildiğidir.
Dünyanın dört bir yanından süzülerek İsrail'e gelmiş Yahudi toplumunun, geçmişteki acılardan ders çıkarıp, barış içerisinde bir dünya oluşturmaya pek yanaşmayacağı anlaşılıyor.
İsrail'in yerleştiği topraklarda 1947 yılından beri Araplarla savaş halinde olması, neredeyse çevresinde savaşmadığı hiçbir ülke kalmaması bunun kanıtı.
***
Peki, 6 milyon nüfusu olan ve bu nüfusun yaklaşık 1 milyonu Araplardan oluşan İsrail, nasıl oluyor da bütün
Arap ülkelerine 62 yıldır kök söktürebiliyor?
Sorgulanması gereken bir nokta.
Ama bir şeyi hemen söylemek mümkün:
İsrail, "zenginliği" ile değil, silahlarıyla, kullandığı teknoloji ve dünyadaki lobi kabiliyetiyle Arapların çok çok ilerisinde...
***
Biraz da şımarık.
Medeni dünya ile oynuyor.
Birleşmiş Milletler'i istediği gibi yönlendiriyor.
Bakın 2 yıl önce Lübnan sınırına uluslar arası gücün konuşlandırılmasını İsrail istemişti.
Şu anda Türkiye dahil uluslar arası güç, o bölgede görev yapıyor ve İsrail'i "Hizbullah terörü"nden koruyor.
Ama aynı gücün Gazze sınırına konuşlandırılmasını isteyen Türkiye'nin önerisine ilk başta sıcak bakmadılar.
Çünkü Gazze, Lübnan değil.
Çünkü Gazze, dört bir yandan İsrail tarafından kuşatılmış durumda.
Havadan, karadan, denizden ateş ederek evleri, okulları, camileri, masum insanları; çocukları, kadınları kuş gibi avlıyorlar.
Yetmiyor, tanklarıyla içeri girip kara harekatı başlatıyorlar.
...Ve bu "avantaj"ı ellerinden kaçırmak istemiyorlar.
Uluslararası güce karşı çıkmaları o yüzden.
Ama ölü sayısı arttıkça, baskılar yoğunlaşıyor.
Türkiye'nin öncülüğünde çok uluslu bir gücün oluşturulabileceği belirtiliyor.
***
Dün gün boyunca diplomatik çabalar sürdü.
Fransa Cumhurbaşkanı, ateşkesin kabul edildiğini açıkladı.
Bölgede geçici ateşkes sağlanabilir.
Çok uluslu güç de konuşlandırılabilir.
Ama barış görüşmelerine başlamadan çatışmaları durdurmanın "hayal" olduğunu söylemek hiç de zor değil.