Ocağına incir ağacı dikilen bir ülkede...
Şimdi soyağacı tartışması var.
Damarlarımızda dolaşan kanın "asalet oranını" belirleme uzmanları, tahlil istiyor, soyağacının belgelerini istiyor.
O da yetmiyor, DNA testi istiyor.
***
Hayatı güzelleştirmek için o kadar çok neden varken, hayatı zehir etmek için çabalamak niye?
Siyaseti, insanların maymun olduğu devirlere taşımak, ırkçılığı kaşımak değil de nedir?
Bu suçlama ve savunmalara harcanan emek, Lösemili çocuklar için gösterilse, ne çok yol almış olurduk.
Ne çok can kurtulurdu kim bilir?
Herkes kendi ruhunun bekçisi olsa, güneş bile başka doğardı...
***
Canan Arıtman adlı milletvekilinin, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e yaptığı suçlamalarının temeli, milletin ve ülkenin korunmasıymış.
Milleti, insanları birbirine düşüren politikacılardan korumak gerekir önce.
Sevgisizlik siyasetinden...
Ayrıca, siyasi düşüncesi ne kadar zıt olursa olsun, kendi Cumhurbaşkanı'na saygı göstermeyen birine, biz niye saygı duyalım?
***
Benim siyasetle "derinden bağlantım" yoktur. Hayatla vardır.
Ve muhtemeldir ki, benim soyağacım bitki örtüsüdür.
Bütün dünya insanları üzerinde gezebilir...
Dünyanın bütün çocukları ezebilir.
Afrikalı, Ermeni, Çerkez, Yunanlı, Arap, vs...
***
O yüzden, ne kendimi tarihe borçlu, hissedip özür dilerim...
Ne de birilerini suçlarım.
"Senin soyağacın nedir?" diye...
***
O yüzden ne milletvekili olabilirim.
Ne de büyük gazetelerde başyazar!