Özellikle son yıllarda biz hekimler çok fazla kullanır olduk bu 'antioksidan' lafını. Sanırım tanımını yapmakta geciktik! Aldığım maillerden insanların bu konuda kafasının bir hayli karışık olduğunu görüyorum. Ya "her derde deva" olarak gösterilmiş bu antioksidanlar, veya bir işe yaramadığından bahsedilmiş. Yediğimiz içtiğimiz her şeyde var neredeyse. "Hocam, niye o zaman hasta oluyoruz" diye soruyorlar! O nedenle bu yazımda "antioksidan" meselesini anlatmak istiyorum size.
VÜCUT NASIL PASLANIYOR? Antioksidanların etkilerini anlayabilmek için önce 'oksidasyon' nedir onu anlamak gerekir. Oksidasyona ben 'vücudun paslanması' diyorum özetle. Şöyle ki; 'paslanma' basitce demirin oksijenle reaksiyona girmesi ve kahverengi-siyah renkte demir-oksit oluşması. Yani bir yerde oksijen varsa demir eninde sonunda onunla reaksiyona girecek ve paslanacak! İşte vücudumuzda da her soluk alıp verişimizde buna benzer reaksiyonlar oluşuyor: Oksijeni alıyoruz, kullanıyoruz ve birtakım "oksijen yan ürünleri" oluşturuyoruz.
GENETİK ŞİFRE Yani özetle, her soluk alıp verişimizde biraz daha yaşlanıyoruz. Hücre solunumu başta olmak üzere, hücredeki birçok metabolik olay sonucu meydana gelen bu "reaktif moleküller", birçok farklı mekanizmayla hücre hasarlanmasına sebep oluyorlar. En önemlisi, hücre zarındaki ve iskeletindeki yağlar ve proteinlerle, daha da önemlisi hücrenin genetik şifresini taşıyan DNA ile reaksiyona giriyor ve bu yapıları tahrip ediyorlar. DNA'nın tahrip olması ise; yaşlanma demek, kronik hastalık demek, en önemlisi KANSER demek!!! "Serbest radikaller", yalnızca vücudumuzda oluşmuyor, bunları sürekli dışardan da alıyoruz. Sigara dumanı en önemli tehlike. Egzos gazı, ultra viole ışınlar, tarım ilaçları, bozulmuş, fazla beklemiş, birkaç kez ısıtılmış gıdalar, bazı kozmetikler en önemli kaynaklar... Hatta gereksiz yere kullanılan antibiyotikler ve ağrı kesicileri de bunlar arasında sayabiliriz!
ZARAR VERİYOR Kısaca, ister kendi vücudumuzda üretilsin, ister dışardan alınsın, serbest radikaller düzenli olarak ve zamanında vücuttan uzaklaştırılmazlarsa, organizmaya zarar vermeye başlarlıyorlar. Aynı çöpü toplanmamış bir mahalleye, altı temizlenmemiş bir bebeğe dönüyor vücut. Bedenimizi bu 'oksidatif stres'ten korumanın en kestirme yolu, üstte söz ettiğim "dış etkenler"den uzak durmak... Kendi içimizde hiç durmadan üretilen oksidatif faktörlerle baş etmenin en akıllıca yolu ise her gün düzenli olarak 'antioksidan besinler'den tüketmek... Bir sonraki yazımda size 'antioksidan besinler'in en etkililerinden bahsedeceğim. Kendinize özen gösterin, sağlıkla kalın.