Maliye Bakanı, ekonomideki bozgundan kurtulmanın gizli geçidini bulmuş, halka sesleniyor.
"Allah'ınızı severseniz, altınları çıkarın!"
Allah'ını seven, önce halkını sevsin! Altını değil.
***
Ya seçim zamanında akıllarına geliyor halk. Ya krizde can simidi olarak.
Sormazlar mı insana, "Bu halk için ne yaptınız?" diye.
Vergilerin ağır yükü altında, iki büklüm olmuş bir ülkeden bahsediyoruz.
İşçi, memur, öğretmen felç olmuş durumda.
Dünyanın en pahalı benzinini ve doğalgazını kullanıyoruz
Buna karşılık, yandaş belediyelerin milyar dolarlık doğalgaz borçları duruyor.
Ne güne duruyor Bakanlarımız?
Allah'ını seven, hiçbir kulu ayırmadan borçları tahsil etsin.
***
Bu ülke politikacıların çocuklarına harika bir yaşam armağan etti.
Ama vatandaşın çocukları aç, sefil ve yarınsız.
İşçi alımlarında bile rozete bakılıyor.
Hiçbir oyunun maşası olmayan gençlerin günahı ne?
Allah'ını seven, insan ayırmasın.
Yandaşlarının çocuklarını kayırmasın.
***
Bir bakanı anlatırsa, en güzel rakamlar anlatır.
Güllük gülistanlık bir ekonomimiz vardı da, iki ayda mı yıkıldık?
Ne oldu kişi başına düşen gelirimize?
Halk, teğet geçen bu krizin neresinde? "
Allah'ınızı severseniz, altınları çıkarın!" feryadı, ancak savaş ekonomilerinde duyulur.
Allah'ını seven, altın yumurtlayan tavuklarını çıkarsın önce...
Yumurtaları da halka dağıtsın!
***
Tarihin en çaresiz günlerini yaşayan bu insanlar, hala yaşamak için inat ediyorsa...
Bırakın kefen paraları, yastıklarının altında kalsın.
***
Ayrıca, politikacılar üstlerini silkelese...
Vatandaşın altınlarından kaç be kat fazlası çıkar.
Ne çıkar, biraz da onlar fedakarlık yapsa!