Polis telsizleri susacakmış artık. İstanbul polisi, şehri 24 saat kameralarla kontrol altında tuttuğu MOBESE'ye (Mobil Elektronik Sistem Entegrasyonu) navigasyon ünitesi de eklemiş ve telsizle konuşma devri tarih olmuş. Haber alabilmek için telsiz konuşmalarını dinleyip olay yerine ulaşan muhabirlerin zor duruma düşeceği söyleyen bazı polis yetkilileri
"Artık telsiz dinleyen gazetecilerin polisten önce olay yerine ulaşması imkansız olacak" diyorlarmış.
GECİKME OLUR MU Bir dereceye kadar doğru sayılabilir bu tez. Telsizin haberi erken duymak, erken gitmek, olay sonrası gelişmeleri dinleyip ona göre hareket etmek açısından yararı çok. Ama gazetecinin hele de polis muhabirlerinin telsiz olmadan olaylara geç kalacağını, her işe polisten sonra gideceğini söylemek abartılı bir hüküm. Hele hele işlerin duyulmayacağı, birçok operasyonun gizli kapaklı yapılacağını söylemek saf bir söylem. Bunu savunanlar polis muhabirlerinin pratik zekasını, sabrını, çalışkanlığını ve yaratıcılığını bilmiyor, bilse de layıkıyla hesaba katmıyor demektir.
NEREDE O HEYECAN Hırsıza nasıl kilit dayanmazsa muhabir ırkına da bu tarz sakınmalar dayanmaz. Gençler bu işin de üstesinden gelir, bir yolunu mutlaka bulup olaylara anında el koyar. Hem polis muhabirleri olmadan polis yaptığı icraatları nasıl duyuracak ki. Basın açıklamalarının haberlerde yer alması hem tercih edilmiyor, hem yer alsa da küçük görülüyor. Anında görüntünün, olay yerindeki atmosferi yansıtmanın tadı nerde? Bant yayın canlı yayın farkı gibi bir şey. Yalan mı?