Kafayı bir konuya takınca aksağını gediğini düzlemeden bırakmam bilirsiniz. Son haftalarda iştigal mevzuum olan "ormanmeselesi" de aynen öyle. Lakin ormanın ağacı, kuşu, börtü, böceği değil, onu canı pahasına savunan adamlarla ilgiliyim nicedir.
KABAHATLİYİZ "Ormancı Yalnız Adamdır" diye başlayan bir yazı yazmıştım gerisi çorap söküğü oldu. Her bir bölgeden, kentte, kasabadan köyden orman adamları "eyvallahlarını" bildirdi sağ olsun. Meğer biz ne kadar da kendi başlarına ne kadar da ilgisiz, şefkatsiz, sinerjisiz bırakmışız onları. Dertlerini sıkıntılarını okuyup görüp gözledikçe daha derinleşiyor utancım. Ortak malımız olan ormanları biz berbat ettikçe onlar direniyor, bize rağmen bizim malımızı koruyorlarmış nasıl utanmam.
HASBIHALBAŞLIYOR Şimdi de ormanın kahvecisiyle hasbıhalimi sunacağım size. OrmanGenelMüdürüOsmanKahveci'yle dertleşmemizi yazacağım az alta. Okuyun anlayın sıkıntıları. Sonra da "Ne yapabiliriz bu insanlar için" diye 5 dakikanızı ayırıp düşünün.