Uzman Psikolog Ceyda Eke'nin bir konuşmasını dinledim. Tam da bizim ailedeki hatunların durumunu dile getiriyordu sanki. Alışveriş bağımlılığından dert vurup diyordu ki; "Alışveriş bağımlılığı kişilerin ne sıklıkla alışveriş yaptığının yanı sıra o kişinin ihtiyacı olmadığı halde aynı şeyleri sürekli olarak alması ve bundan dolayı bir rahatlık hissetmesi şeklinde gelişir. Alışveriş bağımlılığı, geliri ne kadar olursa olsun kişilerin ihtiyacı olmayan şeyleri satın alarak rahatlaması ve sıkıntılarına bu şekilde bir çözüm bulduğunu sanması hastalığıdır. Ekonomik seviyesi yüksek olan kişilerin dışında orta seviyede olan kişiler de aynı şekilde benzer davranışlar sergileyebilirler."
N'APICAZ YAHU? İnsan bunları duyunca soruyor elbette. Peki madem ki psikologsunuz söyleyin. Bunun kökeninde psikolojik bir arz mı var. Var olduğunu yanıttan öğreniyoruz bu defa. Çünkü hoca diyor ki; "Alışveriş bağımlısı olan kişiler hayatındaki sorunların çözümünü alışveriş yapmakta bulduğunu sanır. Kişiler bu sorunların gerçek çözümlerinden kaçarlar. Bağımlılığın ilerleyen safhalarında ise kişiler maaşlarından avans çekerek finansal ve hatta yasal sorunlarla karşı karşıya kalırlar." Ben hanımların bu durumundan dert yanınca da yanıt çarpıcı geliyor: "Alışveriş bağımlılığı cinsiyet ayırt etmez. Kadınlarda giyim, makyaj ve ev gereçleri konusunda, erkeklerde ise teknolojik cihazlara olan merakla kendini gösterir mesela."
TEDAVİSİ VAR MI Alışveriş bağımlılığının tedavisinde diğer bağımlılık türlerinde olduğu gibi farkındalık, kararlılık ve eyleme geçirme en önemli kriterler arasında yer alıyormuş. Kişiler sosyal hayata adapte olup sorunların gerçek çözümlerini bulabildikleri anda alışverişe olan sığınma duygusu ve alışverişten duyulan haz en aza indirgenmiş olurmuş. Siz de benim gibi yapın. Kendi evinize, çevrenize hatta bizzat kendinize bir göz atın. Varsa böyle bir hastalık, yanmışsınız artık...