Aynen de anamızın ak sütü gibi bu maç bileti paralarının helal olduğu daha ilk dakikada kesinleşti. G.Saray'ın derbi tarihinin belki de en kısa sürede atılan golünden sonra da Fenerin golü geldi çünkü.
Yani şanslı seyirciler daha ilk 5 dakikada 2 gol gördü. Ardından neredeyse tenis maçı gibi bir müsabaka sürdü.
Top, evlerin zilini çalıp kaçan afacan çocuklar gibi bir o kalede bir bu kalede tehlike sinyalleri yaratıp yaratıp ortalara kaçtı. Ne zaman ki Emre topa ters ayak koydu, G.Saray'ın da tersi dönüverdi.
Sonrasında malum pozisyonlar yüksek tempolar kaçan pozisyonlarla ilk devre hitama erdi. İkinci yarı başladıktan az sonra da serbest atış kullandı Fener. Topun başına keskin nişancı kılığında Carlos geldi ve Kanas suikast silahı gibi kullandığı sol ayağıyla avladı kaleciyi.
Topun şiddetiyle anlık bir şok yaşayan kalecinin kolları çözülünce top az öteye fırtladı, kımıl zararlısı gibi heykelleşen defans arasından Lugano fırladı ve 3. Golü mıhladı.
Maçı izlediğim kalabalık restoranda arka masanın yorumlarına takıldım.
- Sanki kendi hatası yokmuş gibi arkadaşlarına bakışına bak şunun
- Kimi diyorsun De Sanctis'i mi?
- Evet ama bu De Sanctis filan değil artis be artiiis.
O anda düşündüm ki biz gazetede birkaç futbol yazarı olarak bu maçın analizini yapıyoruz ama vatandaşın analizi ne acep?
Kulak kabartayım hoş bir şeyler olursa yazayım.
İşte hatırımda kalanlar:
- Siz hatayı başta yaptınız
- Ne yaptık?
- Fenerbahçe bu
- Eeee?
- Siz Benfica sandınız.
***
- Sezon sonunda belli olur
- Ne belli olur?
- Fener'in tüm defans oyuncuları tek tek Guiza'dan fazla gol atacak bu gidişle
***
- Bu maç itibariyle Arda'yla Alex arasında fark ne benzerlik ne?
- Fark belli, biri sahada biri tribünde
- Benzerlik ne peki?
- Neymiş?
- İkisi de maçı sadece seyretti yalan mı?
***
- Rahmetli Özal'ı hatırladım yahu
- Ne alakası var?
- Aynen onun dediği gibi oluyordu daha da ileri gitti
- Nasıl yani?
- Nasıl olacak, Galatasaray 1 koydu 3 de değil 4 aldı he he he heee!..