Yarın 3 Kasım.
Neredeyse kod adı haline gelen "Susurluk" olayı başlangıcının yıldönümü yani. 1996 yılındaki kazayı tekrar tekrar hatırlayın.
Siyah Mercedes Susurluk'ta bir kamyona arkadan çarptı, ortaya çıkan ilişkiler ve iddialar, yargılamalar derken kamuoyu gündeminden düşmeyen bu konu gelip son ayların diğer bir bombası "Ergenekon"a kadar dayandı.
İZLERİ SAKLI İnsan hafızası nisyan ile malul. Unutmak doğal bir şey yani. Üstelik Susurluk'u unutturmak için az tezgah da dönmedi. Ama her nasılsa bu defa böyle olmadı. Belki "dağ fare doğurmuştu" tatmin edici sonuçlar, gelişmeler yaşanmamıştı ama kolektif vicdanda izi asla silinmeyecek kadar'derinlik'lere kazındı Susurluk.
Iskalanan, hasır altı edilen, ciddiye alınmayan, adil olunmayan ne varsa çeri çöpü ve'caba'larıyla birikti toplandı olayı Ergenekon'la buluşturdu.
Elbette günahsızları, yargılanma sürecinde ve sonunda aklanacak olanları ayrı tutarak söylüyorum bunları. Ama belli ki ibret alınmadıkça tekerrür eden tarihler yazabiliyoruz ancak.
Çok çok önemli şeyler bile bize ders olmuyor, hep öğreniyor, öğreniyor hiçbir zaman tepeden tırnağa öğrenemiyoruz her şeyi.
UNUTMA UNUTTURMA Çocuklarımıza miras bırakacak çok daha güzel yaşanmışlıklar, aydınlıklar olaydı keşke. Keşke Susurluk deyince akla hala o güzelim tostayran, Ergenekon denince o muhteşem efsane gelseydi. Tekrar ediyorum, hatırlayın ve bilgilerinizi güncelleyin. Yarın "Susurluk"un yıl dönümü. Unutmayın, unutturmayın.