Siz bu satırları okurken Ergenekon Davası "genletilmiş" salonda "süzülerek sığdırılmış" bir kalabalık katkısıyla yeniden başlamış olacak. Bahçede (başka ne tabir edeyim ki) bizim meslektaşlar "belki şehre bir sirk gelmiş" de alet edevatı, çadırı, bariyeri kurmuş gibisinden yayılmış olacak öteberiye.
KOLEKTİF AKIL
Anonslar, merkeze pas atmalar, VTR'ler, söyleşiler, detaylar, belgeler, arşiv notları, portreler, hatalar, kusurlar, düzelmişlikler, tezler, antitezler havalara uçuşacak, antenler, linkler, up-linkler marifetiyle ekran ekran akacak gözlerimize.
Sankim de hayat durmuş, her şey Silivri cenahına kilitlenmiş, kolektif akıl, kulak, göz, dil, yürek Silivri nam civarı kerteriz etmiş olacak.
TINMAYANLAR
Hıııh!... Siz öyle sanın. Elbette bir yadsınmaz kalabalık vatandaş güruhu sivildi, resmiydi, memurdu, işçiydi, siyasetçiydi, öğrenciydi, sanatçıydı, basıncı, tıpçı, emniyetçi vs kadrolar içten içe ya da dışa yaşayacak bu yoğunluğu. Velakin çoook daha yüksek rakamla ifade edilecek kadar yurttaş tınmayacak bile olup biteni.
NASIL HALLER BUNLAR
Millet paraya daralmış, aybaşına nasıl çıkacak, kredi kart taksitleri, su-elektrik-doğalgaz taksitleri nasıl yatacak, elden, tefeciden, çalışılan yerden alınan borç harç nasıl eriyecek onun derdinde çünkünü. Bütün bunların böyle olduğunun kanıt fotoğraflarını çekip getirdim huzurunuza.
BOŞ BOŞ BAKAN
Bakın bakalım sırf Mısır Çarşısı, Sultanhamam, Kapalıçarşı, Eminönü, Yağ İskelesi, Mercan Yokuşu, Bakırcılar taraflarında bile esnafın, gelip geçenin, boş bakan ya da alışveriş edenin halleri nasıl bir haller. Ya da bir sokak arasında aşkını handiyse küfür edip haykıran bir genç yüreğin umurunda mı sevdadan gayrisi. Yani bi daha bakın bakalım akıllarda pusuya yatan düşünceler Ergenekon davalarını mı yoksa maişet motoru nasıl dönecek düşüncesini mi besler?