Sevgili Can Dündar dostumuz yine güzel bir iş kotardı.
Mustafa Kemal Atatürk'ün anlatıldığı "Mustafa'' isimli belgesel filmi çekti.
Önceki gün ilk kez Antalya'da gösterilip çok da beğenildi "Mustafa".
Gösterimin bitiminde filmle ilgili soruları yanıtlayan Dündar ve ekibi "Atatürk'ün bilinmeyen yanlarını da perdeye taşıdıklarını" söyleyip "Belgeseli yaklaşık 9 ayda çektik. Çoğunluğunu yabancı arşivlerin oluşturduğu 15 yıllık malzemeleri kullandık.
Bu yapımın maliyeti 1 milyon Avro'ya geldi" diye anlattılar haklı bir gururla.
KILI KIRK YARARKEN
Bu kadar önemli bir belgesel için harcanan paraya helal olsun elbette.
Ama sevgili dostuma bir sorum olacak. Daha doğrusu özellikle de kadın oyuncularımızın mutlaka soracağı bir soruyu önceden soruyorum dostuma.
Sevgili Can'ım, madem bunca emek verdiniz, bunca masraf edip, kılı kırk yardınız neden Zübeyde Hanım rolünde böyle bir kolaya kaçtınız? Ulusal kurtarıcının ailesindeki en önemli ismi, Mustafa Kemal'i doğuran Zübeyde Ana'yı neden bir amatöre oynattınız?
MADEMKİ BURADASINIZ
Türk tiyatrosunda bu rol için bırakın para pul düşünmeyi; bütün özverisini, mesaisini, yüreğini, emeğini bu role verecek nice usta kadın oyuncu var be güzel kardeşim. Selanik bölümünü çekerken konsoloslukta görevli açık renk gözlü bir hanım kızımızı görünce neden hemen atlayıp; "Aman aman çok hoş. Siz zaten buradasınız öyleyse sizi Zübeyde Hanım yapalım" deyip nasıl böyle bir gaflete düştünüz? Geçen haftalardan birinde Selanik'te Atamızın evini ziyaretim sırasında öğrendim bunu.
ŞAŞIRDIM KALDIM
Konsolos yardımcısı yanında o hanımla geldi ve "bakın işte bu hanım Mustafa filminde Gazi'nin annesi Zübeyde Hanım'ı oynadı dedi" şaşırdım.
Ucuz bütçeli, sabun köpüğü dramalarda, kliplerde, canlandırmalarda başvurulan bu kolaycılık yöntemini böylesi iddialı ve yüksek maliyetli projede tatbik etmenizeydi şaşkınlığım.
UÇUP COŞARAK
Keşke böyle etmeseydiniz be dostum. Haydi, başta telaşa geldi her nasılsa unuttunuz diyelim. Sonradan memlekete bir telefon açıp, "uçak bileti yolluyoruz. Otelde yerini de ayırttık. Gel 3-4 gün içinde aslanlar gibi at şu rolü" deseniz mesela Zuhal Olcay, Demet Akbağ, Demet Evgar ve daha kimler kimler adeta uçarak, coşarak gelmez miydi Selanik'e ne dersin?