Farkındayım, çoğunuzun sinirleri gerilmiş yay gibi. Dokunsalar patlayacak yaman bir hallerdesiniz belli ki. İşler sarpa sarmış, şefle, müdürle, personelle aranız papazlık olmuş. Hane halkı daha yaman, ne çocuk(lar) laf dinliyor ne hayat yoldaşınıza sözünüz geçiyor. Dosttan, ahbaptan, akrabadan da derman yok çünkü onların durumu da size ikiz. Okuldaysan dersler üstüne hörelenmiş keçi sürüsü, trafikteysen etraf 7 başlı ejderha dolu. Para durumları nanay, moraller diplerde, yarın düşüncesi içinize pusmuş ahtapot. Ya da sizinki burada yazmayı akıl bile edemeyeceğim türden çetrefil, özel, yegane bir durum. Tamam da bir ölüme çare yok arkadaşlar. Bu kadar abus çehre, çatık kaş, fitil asap gezmeyin yahu. Şöyle bir durun, içinizden yüze kadar sayın, sonra o dertle hiç yokmuş gibi bir yarım saat gezintiye çıkın. Gezinin güzergahı kendi iç dünyanız, geçmiş günleriniz, yıllarınız olsun. En keyifli anlarınızı hayal edin bir anlığına. Evveliyatta da canınızda yangın çıkaran dertleri düşünün. O zamanki naçarlığınız, umarsızlığınız, pes edişleriniz gelsin aklınıza. Onlardan ummadığınız kadar çabuk ve uygun kurtulduğunuz vakitleri anımsayın. "Dışardan konuşmak kolay Savaş efendi" deyip yüz buruşturmayın hemen. Size bedava, pratik, faydalı bir formül vereceğim az aşağıda. Takılın peşime, başımdan geçeni kendinize olmuş gibi yapın bakalım ne olacak. Haydi az öteye, bekliyorum.