RTÜK'ün 7-14 yaş arasındaki öğrenciler üzerinde yaptığı araştırma da gösterdi ki çocuklar en çok gerçeküstü kahramanları seviyor. Özellikle TV dizilerindeki kahramanları. Örümcek Adam, Polat Alemdar, Betüştü (Sihirli Annem) ve Selena. Kuşkusuz çok izlendikleri için, çocukların hayal dünyasına hitap eden bu tür filmlerin sayısı gitgide artıyor. Biz eğitimciler, bu filmlerin çocuk gelişimine zararlarını her fırsatta anlatıyoruz. Ama sesimiz reyting cazibesini bir türlü aşamıyor. Bu dizileri yayınlayan TV kanalları, zararlarını anlatan eğitimciye pek mikrofon sunmuyor. Kulak da vermiyor.
***
Yine söylüyoruz: Özellikle 7-14 yaş çocukların kişisel ve sosyal gelişiminde, ergenliğe girişi yeni benlik oluşma dönemidir. Bu dönemde, kendilerine örnek aldığı kişilere benzemeye çalışırlar. Bu süreç çok tehlikeli olabilir. Çünkü birebir örnek kişinin davranışlarını, giyimini taklit edip benimseyebilirler. Yani gerçeküstü kahramanlara benzemeye çalışmalarından söz ediyorum. Örneğin Polat Alemdar olduğunu sanan çocuk, gerçek kahramanlıkla, tehlike ve risk alma arasındaki farkı bilmeden şiddete yönelebilir. "Ben Polat Alemdar'ım" diyerek okulda silahlı şiddet yapan öğrenci haberleri hala belleklerimizde.
***
Selena, Örümcek Adam gibi filmlerde ise gerçek dünyada karşılığı olmayan olaylar ve karakterleri gerçek insanlar canlandırıyor. Bu da çocukların aklının daha çok karışmasına neden oluyor. Bazen gerçek dışı olduğunu anlayamazlar ve kendileri de yapmaya kalkarlar. Yani sihirli bir değnekle her şeyi bir anda değiştireceğine inanan çocuk sayısı bir hayli çoktur. Veya 10. kattan atlayabileceğini sananların sayısı...
Ölümün yaşamdan daha güzel olduğuna inanan çocukların tarikatı bile var.
İşte bütün bunların temelini destekleyen unsurlardan biri de gerçekdışı konuları işleyen filmlerdir.
***
Diyanet İşleri Başkanlığı bu tür filmlerin dini açıdan da mahsurlu olduğunu açıkladı.
Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Görmez aynen şöyle dedi: "Gerçeküstü güçlere sahip kahramanların yer aldığı diziler, 'Allah', 'melek', 'mucize', 'ahiret' ve 'ilahi adalet' gibi dini kavramların tasavvurunu çarpıtmaktadır." Hem eğitimciler, hem de din adamları bu tür filmlerin zararları konusunda ortak görüş belirtiyor. O halde lütfen gereği yapılsın. Lütfen reytinginizi zararlı filmlerle yükseltmeyin. Toplumsal değeri olan, ahlaki ilkeler taşıyan, çocukların zihinsel gelişimine katkıda bulunacak gerçekçi filmler yaparak yükseltin. Nasreddin Hoca gibi Dede Korkut Hikayeleri gibi kültürümüzün olumlu öğretilerini pek göremiyoruz. Sanki unutulmaya bırakılmak isteniyor. Onlarda da belki gerçekdışı unsurlar vardı. Ama olaylara ve kişilere Anadolu'nun bir yerlerinde rastlamak olasıydı.