İlköğretim müfettişleri bize mesaj yağdırıyor.
Görünen istekleri "zam" ama asıl beklentileri başka.
1) 400 YTL maaş aldıklarını, geçinemediklerini söylüyorlar.
"Eğitimi denetleyenlere bu kadar az maaş ayıp" deyip üslubu sertleştirenler de var.
Gerçi her ay aldıkları 1000 YTL civarındaki ek harcırahtan söz eden yok.
Olsun, yine de haklılar.
Kendisini sürekli geliştirip müfettiş olmanın hakkını vermek isteyenlere haksızlık ediliyor.
2) Bin 400 YTL devletin saygın müfettişine yetmez.
Hem geçinecekler, hem de gelişecekler. Ayıptır.
***
Acaba hepsi aynı niyette mi?
Ülkemizde 3 bin ilköğretim müfettişi var.
Bu arkadaşlar, öğretmenlikten, okul müdürlüğünden gelme.
Çünkü müfettişlik daha prestijli ve rahat bir iştir.
Bu rahatlığın ilköğretim müfettişliği müessesesine de prestij kaybettirdiği ayrı bir gerçektir.
Çünkü, aralarında kendisini geliştirmeyen, 30 yıl öncenin zihniyetiyle çalışanlar bir hayli fazladır.
Bunların Bakırköy ve Kartal'da "Müfettişler kahvehanesi" bile vardır.
***
İstanbul'daki sayıları toplam 300'dür.
Ezici bir çoğunluğun erkek olmasını hep merak etmişimdir!
Nedense hep aynı ilçede görev yaparlar, yerinden oynatamazsınız.
Örneğin, 20 yıldır aynı yerde olanları biliyorum.
Okul müdürleriyle ahbap olmuşlar.
5-6 kişilik gruplar halinde, gittikleri okullarda kendilerine bir oda, hizmetli, telefon vs. tahsis edilir.
"Oğlum getir, kızım götür."
Türkçe öğretmenliğinden müfettiş olan arkadaş matematik dersini denetliyor.
Ya da yabancı dil bilmeyen İngilizce dersini denetleyebiliyor, rapor yazıyor.
Bu koşullarda yapılan denetimler ne denli sağlıklı olabilir?
Bu çelişkiler de gösteriyor ki artık bu işe yeni bir düzenleme gerekiyor.
***
Mesela, bakanlık müfettişleri daha itibarlıdır.
Neden?
Çünkü bakanlık müfettişi olabilmek için çıta daha yüksektir.
Yüksek lisans, doktora yapmış olanlar tercih ediliyor.
Konulara daha vakıf oldukları için, denetleyiciliğin yanında yönlendirici de olabiliyorlar.
Tabii maaşları da daha yüksek 3 bin 600 YTL.
***
Bu yüzden, ilköğretim müfettişlerinin asıl beklentileri bakanlık müfettişliği statüsüne geçebilmektir.
Valiliğe bağlı değil, Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı çalışmak istiyorlar.
Kendisini geliştirenler bu olanağa her zaman sahip olabilir.
Zaten, Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik onlara yine valiliklere bağlı olmaları kaydıyla, bütün eğitim kurumlarını kapsayan "eğitim müfettişi" statüsü verilmesi yanlısı.
Bu, ilköğretim ile bakanlık müfettişliği arasında yeni bir statüdür.
***
Artık eğitimde yaklaşımlar hızla değişiyor.
İlköğretim müfettişleri de globalizmden nasibini almalıdır.
Kendilerine yatırım yapmalılar. Aspirin gibi her derde deva olmaya çalışmayıp, ihtisaslaşmalılar.
Yüksek lisans, doktora yapmalılar.
Birikimlerini geliştirirlerse, istediklerini zaten alacaklardır.