Beğenilmek arzusu, öyle 'kolaylıkla vazgeçilecek ihtiyaçlar' listesine girmez. Siz ne derseniz deyin girmez! 'Dış görünüş hiçbir şeydir, mühim olan ruh güzelliğidir' ayarında maniler dizip, etrafınıza gülücükler saçsanız da durum değişmez. Herkes beğenilmek ister, bunun istisnası filan da yoktur. Şu güzel görünme, beğenilme, çevrenizdekileri kendinize hayran bırakma meselesini; öyle basit bir şey gibi de görmeyiniz. Karmaşıktır! Plana programa, düzene düstura, türlü hinliklere sevk eder insanı. En önemlisi, kadına ve erkeğe göre de değişiklik gösterir. Anlayacağınız çetrefilli bir iştir ama kimsenin de bıkıp usandığı görülmemiştir. Sokak argosunda 'façayı düzeltmek' denilen, iflah olmaz hastalığa müptela olmayanınız var mı? (Samimi davranın kendinize, sizi duymam!) Sizin cevabınız nedir bilmem ama her fert, karşısındakinin ilk intiba, 'dibini düşürmek ister.' (kendisine hayran bırakmak anlamında!) Güzel görünmek, yakışıklı bulunmak arzusu suç mudur yahu? Elhak değildir. Abartılırsa, hayatı kendisini beğendirmekten ibaret sanırsa, işi şirazesinden çıkarırsa tadını kaçırır, o ayrı. Son asrın güzel görünmek isteyenlerinin, en büyük belası hiç kuşkusuz, göbek etrafından sarkan löpür löpür yağlarıdır. Oysa Elizabeth dönemi İngiltere'sinde ne mutebermiş, insanı katana gibi gösteren etleri. Çiroz gibi bir kadın olmak ayıpmış ayıp! Sırf daha kilolu görünmek için, eteklerinin bel kısmına içten çemberler takarlarmış. Anlayacağın ufo gibi yusyuvarlak bir şey haline gelmeyen kadına, güzel denmiyormuş o asırda. Ne yaşanası zamanlarmış değil mi? Günümüzde kilolarından rahatsız olma hastalığı, kadın erkek herkesin başının belası olup çıkmış. 'Hem yeriz hem ağlarız' misali bir hayatın içinde ne yapacağımızı şaşırmış durumdayız. Şimdi normale yakın bir kiloyu muhafazaya çalışan bendenizin hayatının uzunca bir dönemi, battal Alman boy elbiselerden kurtulmak için mücadele vererek geçti. (L, XL, XXL kifayet etmeyince Alman battala gelir sıra) Bütün bunları komplekssiz anlatabildiğime göre, artık large bedende olduğumu söylemem gerekmiyordur umarım! Neyse efendim, o etime dolgun dönemlerimde, denemedik bir şey bırakmadım diyerek, özel hayatıma müdahale ettirmeden, ne numaralar çevirdiğimi anlatmış olayım. Ancak itirafım olsun, doğal olmayan ne kullanmaya çalıştımsa, hem bünyem reddetti hem de beni sarmadı. Bana özel bir diyet listesi bulduğumda ve hafif yürüyüş ağırlıklı bir spor programına boyun eğdiğimde başardım, kocaman midemden ve diri göbeğimden kurtulmayı. Muzaffer Kuşhan'ın otel ruhsatlı işkence hanesinde yaşamını yitiren gencecik kızın hikayesi gazetelere yansıyınca düşündüm; güzel olmak ölümü göze almaya değecek kadar önemli bir şey mi? Kimseyi kandırmayalım, bu sorunun cevabı maalesef 'evet'tir. Onca estetik ameliyat boşuna mı yapılıyor! Ezcümle, kimseye sempatik ve cana yakın olmak yetmiyor. İlla en güzel olacak! Canı pahasına hem de!