Gazete, radyo, tivi haberleri kezzap kezzap manşetlerle çıkıyor amma hayat da berdevam mirim. Yani yukarıdaki didişmelerden Melengez Çayı ahalisinin ne kadar haberi varsa pek çok memleket evladının alaka derecesi aynı.
Araya girip hakem durmayalım, taraf da olmayalım ki bilahare bertaraf olmayalım. Aklımızı sevelim konumuza dönelim.
İmdiii demirhindi ceddimiz merhumların en sevilen içkileri arasındaydı. Maşallah 41 kere dedirten bu şurup 41 çeşit baharat katılarak Osmanlı Sarayı'nın muhabbetlerini ıslatırdı. Arada diğerleri de var elbet. Mesela Direkler arası eğlenceleriyle iyi giden, ferahlığın simgesi o limonatayı düşünün.
Meşrubat silsilesi daha icat olmamışken, sokakların ve evlerin baş tacı sokak şerbetçileri satarmış gece gündüz.. Otantik giyimi ile dolaşarak "Şerbetçiiii.." diye bağıran ve sırtında kocaman bir ibriği hafifçe eğerek yarım metre mesafeden elinde salladığı bardağa şerbeti ustalıkla boşaltan şerbetçiler yani.
AYIP OLUR
Saray vakitleri altın çağını yaşayan şerbetin, Türkler tarafından yaratıldığı ve on birinci yüzyılda bile meyve sularından hazırlanıp günün her saatinde içilen geleneksel bir içecek olarak ortaya çıktığı belirtiliyor kitaplarda.
"Eskiden misafire şerbet ikram edilmezse ayıp olurdu" diyen yazılar bilem var. Batılıların tamarint dedikleri demirhindi meyvesinden yapılanlar hatırı sayılan şerbetler arasında yer alıyordu uy uyyy.
Aslını ararsan demirhindi tropik bölgelerde yetişen kalın gövdeli, zümrüt yeşili oldukça ekşimsi bir meyve.
Eskiden yemeklerde ekşi yerine kullanılırmış. Kabukları siyah renkte, eti yumuşak besleyici ve ferahlık verici bir meyve hem de. Ayıptır söylemesi halen bir çok içkinin yapımında kullanılan bu meyve üzerine şeker serperek çiğ olarak da yenirdi.