Doktorla randevum bir gün sonraydı. Ama uçak durumu gereği geceden geldim Başkent'e. Oldum olası kanım ısınmaz Ankara'ya desem darılan olur belki ama Allah biliyor diye kuldan da saklamam. Bana grilacivert geliyor. Boğuk boğuk, daraltılı geliyor ne yapayım? Üsküdar'da denize hap kadar uzakta doğup büyümüşüm, deniz içime işlemişken kuru kentte nasıl keyif yapayım di mi?
OTEL GÜZEL AMA Tam iftar vaktine geliyor kent merkezine gelişim. Seferiyim diye oruç da hak getire. Ahali yol üstü aşhanelerini doldurmuş, mutlu mutlu atıştırıyor. Bari otele atayım kendimi diyor, ilerliyorum. İlk kez kalacağım bu otelde ben. Amanın o da ne iş adamları, sempozyuma, kongreye gelenler için dizayn edilmiş bir otelmiş meğer.
SİNEMAYA GİTTİM Hareket olmayınca iyicene afakan basıyor, en yakın sinemayı soruyorum. Atakule en kolay yerde olanmış. Dibinde 4-5 cep sineması varmış. Gidince görüyorum afişleri uyyy anam. Ya vizyon harici filmler var ya da çizgi filmler. Yine de en uygunu Garfield diyor, ünlü kediyi seyretmeye giriyorum. Hem Okan Bayülgen seslendirmiş bakalım nasıl yapmış?
FİLM BİTTİ Sinemada benden gayrı küçük kızı ve oğlunu getirmiş bir bey daha var o kadar. Onlar pek eğleniyor ama bana yine daral geliyor. Çıksam gitsem ne olacak ki dışarıda da bekleyen yine sıkıntı. Sonunda film de bitti ve yine otel yolundayım. Lobide bir grup emniyet mensubuyla karşılaşıyorum. Sohbetimiz metropol güvenlikleri üzerinde yoğunlaşıyor ve sıkıntımı dağıtıyor bu kardeşlerle konuşmak.
NELER OLACAK Sonra Ankara'ya mevcuta ilave MOBESE sistemi kurmakla ilgili taze haberi veriyorlar. Vali bey yeni imzaladı protokolü diyorlar. Bazı dostları arayıp bilgi alıyor onları da başta Ankaralılar olmak üzere herkesle paylaşıyorum az aşağıda: