Merhaba ey müstakbel ziyan-ı sebil yavrucaklar. Merhaba topu topacı, salı sandalı, jet skiyi paraselingi, bol uykuyu esnemeyi havyar kesmeyi, hamağı, hımbıllığı, uyuşuk hal dolaşmayı, tembel tembel oturmayı, pineklemeyi, şekerlemeyi, taş kebabı, ceviz kırmayı, piyasa yapmayı, hovardalığı, zıplamayı alemlere akmayı geride bırakmak zorunda kalmış biçare evlatlar.
DUT YEMİŞ BÜLBÜLLER
Bugün ilim irfan yuvalarınız açılıyor. Sizler, "göroorum ki' kerhen gülücükler saçaraktan ilerliyorsunuz mekteplerinize. Uzaktan fare kapanına benzettiğiniz okulcuklarınız yaklaşıp yanına varınca da farklı görünmeyecek size bilirim. Bundan kelli epeyce aylar haftalar dut yemiş bülbüllere döneceksiniz ders esnalarında. Hoca milleti kılıcını biler gibi bilemiş not defterlerini yaz boyu bir de.
MÜHİMDİR NOT ALIN
Narin boyunlarınızı sözlüyazılı- testik sınav giyotinlerinde limelemeye kavilli ne 'örtmenler' var öğreneceksiniz. Tavsiyemdir, kırmaya erken başlamayın. Son günlere doğru karabasanlar üşüşecek, devamsızlık hakkınız o döneme baki kalsın, mühim tüyodur unutmayın. "Dersi derste dinleyin, evde de ezberleyin, ödev biriktirmeyin, düzenli didinin, şekilli emek verin" lafları yankıyacak başınızın içinde biteviye.
TEKER MEKER
Lakin yine de umut var; talebe cemaatinin iki kulak arasında geniş bir koridor bulunduğundan bir tekinden giren öbüründen teker meker düşecek. Şair, "Hoş geldin bebek" diye başlar ve "sıtma, kuşpalazı, yürek enfaktı" filan diyerekten mebzul hastalığın pususundan bahseder ya. İşte oradan arak bir laforizmayla sonunu bağlayayım ben de yazımın: Hoş geldin yepiş yeni ders yılına kardeş. Senin yolunu gözlüyor seviye tespit, vize, final, dershane, özel hoca, 'kanser' filaaan!..