17 Ağustos Büyük Yıkımı'nın yıldönümünde İzmitliler ellerinde meşalelerle yürüdüler geçen akşam. Geçen akşam İzmitliler suskunluklarının üzerinden geçen yıllara inat ateşler yaktılar kaybettikleri için. Deniz kenarında binlerce insanın ölüsü için yakılan küllerini dağıttılar gökyüzüne ömürlerinin. Ünlü yazar Stefan Zweig'ın diyaloğlarından birini karikatürlemiş bir yabancı dergi. Psikiyatrist soruyor hastası yanıtlıyor. Seansın sonunda hasta olduğu varsayılan arkadaş doktoruna şöyle bir şey söylüyor; çok uğraştınız ama ben sorunun nasıl çözüleceğini biliyorum!" Şaşkınlıkla soruyor doktor; lazımmış?" Hasta yanıtlıyor; Esaslı bir deprem!"
ALTÜST OLUŞ
Bir altüst oluşun sosyalpsikolojimizi nasıl düzene sokacak ondan söz ediyor aslında. Bir altüst oluş! Toprağın harmanlanması, havalandırılması gibi bir şey bu... Oksijen gitsin ki toprağın gözenekleri açılsın anlamında. Kimse bu kadar büyük bir yıkımı beklemiyordu; kimse öçeceğiz yüzyılların yorgunluğuyla. Deprem yine yokladı birkaç on kilometre uzağımızdan geçerek bizi; çürük binaları, yersiz yordamsız yapılan yolları, köprüleri, tarihi çarşıları yokladı sallantı..." demiştim daha önce;"Göçeceğiz yüzyılların yorgunluğuyla...' Sallantı?' Zelzele derdi eskiler; zelzele
DEMOKLESİN KILICI
Denetim mikanizmasının işlemediği bir kent nasıl sıyrılacak bu yıkımdan merak ediyorum. Bizi, 60 bin hasarlı bina, yarım milyon evsiz aile, 100 bine yakın ölü, 150 bine yakın yaralı, 1000-2000 noktada su, 30 bin servis kutusunda gaz sızıntısı, elektrik kablolarının % 3'ünde kopma, 140 milyon ton enkaz, 40 milyon dolar maddi kayıp bekliyor. Verileri böyle İstanbul'un Zülfü'nün o hüzünlü şarkısında vardı böyle şeyler; Senin yolunu gözlüyor / kuşpalazı boğmaca karaçiçek sıtma / yürek enfarktı / karser filan / kara sevda kara sevda / yer depremi / kuraklık filan" Şarkılar yalan söyler zannederdim; doğruymuş. Yakınımızdan geçecek o derin kuyuların üzerine çekilen ve önümüzdeki 30 yıl içinde %60'lık bir oranla hayatımızın başında demoklesin kılıcı gibi asılı duran o sarsıntı çizgisi! Deprem; canıma işleyen hançer... 'İnsanı deprem değil, çürük binalar öldürür' diye bas bas bağırıyorken insanlar, ho çarık çürük binaları olur olmaz bölgeler yapmaya devam ediyorsunuz, anlatmadığınız, sizin bildiğiniz, bizim bilmediğimiz bir şey mi var? '' Yine yazayım; Neden mi aynı ya da benzer bir yazı? Aynı şeyi bin kere söylemezsen bir şey ifade etmiyor da ondan..."