Tuzla'da 3 işçi öldü, 16 işçi yaralandı!"
Bu kaçıncı ölmem! Bir teknenin içine insanları, tersane çalışanlarını doldurmuşlar denek olarak. Baştan alayım; GİSAN Tersanesi'nde inşaası tamamlanan 12 bin 500 tonluk Panama bandıralı tanker, denetimlerinden sorumlu olan ve Fransız loydu olarak bilinen Bureau Veritas firmasınca test edilmekteydi. Bu testlerden biri olan kurtarma filikasının serbest düşme testinde (ki metrelerce yüksekten denize bırakılıyor bu filika), filikanın düzeneğindeki bir hata nedeniyle gemiye çarpması ve kontrolsüz düşmesi sonucu camlar patladı; içine su doldu.
KOBAY İŞÇİLER.. İçine test amaçlı ağırlık kullanılmak üzere emniyet kemerleri bağlı halde oturan 19 işçiden 3'ü öldü 16'sı yaralandı. Ağırlık testininin kum torbasına bağlı simülasyon düzenekli araçlarla yapılması gerekirken, insanların kum torbaları olarak kullanılmaları...
Ne diyelim? Tuzla çalışanlarından yapılan açıklamalara göre; bu tür testlerde insanlar kullanılıyor; "Bu tür testlerde insanlar içine bindirilip test yapılıyor. Binmek istemeyenler başka bahanelerle işten çıkarılıyor! Biz işten çıkartılan arkadaşlarımıza şahidiz!" Evet dillerimiz lal olmuş. Susuyoruz susmanın bütün anlamlarıyla. Günlük 50 YTL yevmiyeyle çalışan bu insanlar çalıştırıldıkları şirketler için belli ki hiç bir değer taşımıyorlar. İnsan canının bu kadar kıymetsizleştiği başka bir vak'a var mıdır? Tamam; maden ocaklarından tren yolu işçilerine kadar bir çok insan yetersiz ve sağlıksız koşullarda çalışıyor.
Reva mıdır? Yaygın basında ölen işçilerden birinin eşiyle evlilik fotoğrafları, üniversiteli gencin acı dolu haberi evine ulaştığı anda gökyüzünü yırtan feryatlar, kendi ülkelerinde gurbeti yaşayan çocukların, dal gibi delikanlıların dramı, bir ülkenin kanayan yarasıdır bu insanlık dışı uygulama.
AKILDIŞILIK FELAKETİMİZ Kendinden bıkmış ve geçmiş bu insan topluluğunun, bu dikkati dağılmış, parça pinçik edilmiş halkın, neye titizleneceği konusunda en ufak bir fikri yok artık. TBMM Tuzla Komisyonu Başkanı "Böyle bir şey olmaz!" demiş; "Bu insanlar akılsızlıktan akıl dışı davranmaktan öldü."
Bizce de olmaz-olamaz, olmamalı!
"Sen benim kıymetlimsin!" demiş ölen işçilerden birinin annesi oğlunun fotoğrafını göğsüne bastırarak. Aklımda kalan en son fotoğraf odur. Ve aslında fotoğrafımız budur.
Ama bir gerçek var ki akıldışılık en büyük felaketimizdir bizim. Açık deniz çalkalanıyor artık. Durdurulamaz bir dalga yükseliyor ufukta; "Herkes filikalara! Herkes filikalara!"