Ne Kafkasya, ne İran.
Bugün size anlatacağımız siyasi bir dram



12 Eylül darbesi Türkiye'de mevcut siyasi partileri yasaklarken, yeni partilere yol açmıştı.
Bu partilerin içerisinde en büyüğüydü ANAP.
Turgut Özal ve "teknokrat" arkadaşları tarafından 20 Mayıs 1983'te kuruldu.
İlk genel seçimde (6 Kasım 1983) yüzde 45 oy aldı.
Meclis'te 400 sandalyenin 212'sini elde etmişlerdi.
Özal, darbe sonrası dönemin ilk güçlü Başbakanı oldu.



ANAP'ın oy oranı 29 Kasım 1987'deki ikinci genel seçimde yüzde 36'ya düştü. Ancak milletvekilliği sayısının 400'den 450'ye çıkarılması ve yüzde 10 barajı nedeniyle, daha düşük oy almasına rağmen milletvekili sayısını 292'ye çıkararak yine birinci parti oldu.
İkinci Özal Hükümeti 31 Ekim 1989 tarihine kadar devam etti.
O tarihte Özal Cumhurbaşkanı seçildi.
Böylece ANAP, 1983-1989 tarihleri arasında 2 Başbakan, 1 Cumhurbaşkanı çıkarmış oldu.



Özal Köşk'e çıkınca, yerini Meclis Başkanı Yıldırım Akbulut'a bıraktı.
Ancak, Akbulut'un ANAP Genel Başkanlığı ve Başbakanlık görevleri 6 Haziran 1991 tarihindeki kongreye kadar sürdü. O kongreden sonra Mesut Yılmaz iki koltuğu da devraldı.



Yılmaz, Hükümeti kurduktan kısa bir süre sonra erken genel seçime gitmeyi tercih etti.
1991'deki seçim ANAP'ı yüzde 24 oyla hem ikinci sıraya hem muhalefete düşürdü.
24 Aralık 1995 genel seçiminden de 2. çıkan (yüzde 19.65) ANAP, 3. sıradaki DYP ile ANAYOL Hükümetini kurdu.
Ardından 6 Haziran 1996 tarihinde ANASOL-D Hükümeti kuruldu ve Mesut Yılmaz Başbakan oldu.
Ancak Başbakan hakkında verilen bir gensorunun kabul edilmesi sonucu Hükümet Ocak 1999'da düştü.
ANAP bir daha Başbakanlığı elde edemedi.
Nisan 1999'daki genel seçimler ANAP'ı 4. sıraya itti.
2002 seçimi ise barajın altına
Ama en dramatik olanı 2007 seçimleriydi.
DYP ile ittifak kurarak seçimde barajı aşma hesabı yapan ANAVATAN, başka bir hesaba kurban gitti.
Genel seçime dahi katılamadı



ANAP'ın siyasi grafiğindeki trajedi, mali tablosuna da yansıdı.
Parti oy kaybettikçe, parasal desteği azaldı.
Önce hazine yardımından, sonra taraftarlarının mali desteğinden mahrum kaldı.
Türkiye'nin yakın siyasi geçmişine damga vurmuş olan efsanevi parti ANAP, çay paralarını dahi ödeyemeyecek duruma düştü.
Kasasında beş kuruşu kalmayan ANAVATAN'ın çay, meşrubat, su, elektrik, doğalgaz, telefon gibi masraflarıyla, personelin maaşları, partide kalan "son mohikanlar"ın cebinden çıkıyor.
Genel Başkan Erkan Mumcu ile Genel Başkan Yardımcıları ve Merkez Karar Yürütme Kurulu üyeleri, partiyi ayakta tutabilmek için tüm masrafları bölüşerek karşılıyorlar
Özal'ın meşhur ANAP'ından geriye ne iktidar umudu kaldı, ne teşkilat.
Elde kalan tek şey; şehir merkezindeki yeriyle iştahları kabartan bir parti binası ile üzerinde duran adı ve rengi değişmiş bir ANAVATAN tabelası...