Türkiye'de hemen herkes 1982 Anayasası'ndan şikayet eder.
Anti demokratik olduğundan söz edilir.
"Darbe dönemi ürünü" diye eleştirilir.
Ama ne yazık ki, aradan 26 yıl geçtiği halde Türkiye Büyük Millet Meclisi bu Anayasa'yı tamamen saf dışı bırakamamıştır.
"Demokratik" olduğunu savunduğumuz Türkiye'de bugün hala 12 Eylül darbesini yapanlar bile Anayasa'nın koruması altındadır.
Buna rağmen, o Anayasayı toptan değiştirecek bir eğilimin Meclis'te bulunmadığı gözleniyor.
Zaten Meclis Başkanı Köksal Toptan da böyle bir eğilim görmediği için Anayasa'yı tamamen yenileme önerisinden vazgeçmiş durumda.
***
Aslında dün Meclis Başkanı'nın düzenlediği yıllık değerlendirme toplantısında anlaşıldı ki, "benimsetemediği" için vazgeçmek zorunda kaldığı Anayasayı tamamen yenileme önerisini bir özlem olarak hala içinde taşıyor.
Diyor ki Meclis Başkanı:
"Sözünü ettiğim Kurucu Meclis değil. Mevcut parlamentonun yanında anayasa yapımcısı bir meclis kurulur. Bir kanun çıkarılır. Bu meclisin nasıl teşkil edileceği konuşulur. 150 kişilik bir meclis düşünülür. 100 kişi seçim yoluyla gelir. 50 kişi çeşitli sivil toplum kuruluşları, kamu kuruluşları ve üniversitelerden gelir. Ve 1982 anayasası yerine 2008 anayasası veya 2009 anayasası yapılır. Ama benim bu fikrim. İlgi veyahut itibar görmedi..."
Adı bile güzel:
"2009 Anayasası."
Tamamen demokratik bir sistemin ürünü.
Kötü mü olur?
***
Meclis Ekim ayında açılacak.
Yasama faaliyetleri için yıl sonuna 3 ay kalıyor.
Yani bu yıl böyle bir şeyi gerçekleştirmek mümkün değil.
Ama 2009 yılında yerel seçim var.
Türkiye o seçimle birlikte böyle bir devrimi yapabilir.
Özgürlükleri ve demokrasiyi geliştirmiş bir Türkiye, AB yolunda da daha hızlı mesafe kat edecektir.
Bunun için Meclis Başkanı'nın önerilerine kulak vermek gerekiyor.
Çünkü o seçildiği günden beri "sağduyu"yu ve "uzlaşı"yı elden bırakmadan "demokratik, laik cumhuriyetin" güçlenmesi gerektiğini söylüyor...
***
Ancak, geçen yılların deneyimi, böylesine köklü bir değişikliğin "zor" olduğunu gösteriyor.
AK Parti kapatma davasından sonra yapılan açıklamalara bakılırsa, Anayasa'yı tamamen değiştirme yerine, kısmi değişiklik yapılacak.
Parti kapatma zorlaştırılacak.
Özgürlük ve demokrasi alanı "kısmen" genişletilecek.
Tabi bu kadarını yapmak için bile partiler arasında uzlaşma sağlamak gerekiyor...