Herkesin kavgalı olduğu Türkiye'de, "güvercin"li parti DSP bile huzursuz.
Dün "ana ile oğul" arasındaki tüm bağlar koptu.
Rahşan Ecevit, yazılı açıklama yaparak "Sayın Zeki Sezer istifa edeceğini söyledi. Ben de ilk defa itirazda bulunmadım" dedi.
Rahşan Hanım'ı yakından tanıyanlar bilir.
Sözlerini böyle kibarca söyler.
Ama mesajı ağırdır.
"İlk defa itirazda bulunmadım" sözü "Artık istifa etmen gerekir" şeklinde örtülü bir çağrıdır.
***
Rahşan Ecevit, Sezer'i istifaya zorlamak için yazılı açıklamasını tüm örgüte faksladı.
Peki buna hakkı var mı?
Demokrasilerde Genel Başkan atamak ya da istifaya zorlamak gibi bir yetki kimsenin elinde değildir.
Çünkü partiler kişilerin değil, halkındır.
Ama unutmamak lazım ki, Zeki Sezer de böyle Genel Başkan oldu.
Rahşan Hanım istedi.
"Gitti Karaoğlan, geldi Sarıoğlan."
***
Şimdi "Sarıoğlan"ın da gitmesini istiyor Rahşan Hanım.
Ama Zeki Sezer dün istifa etmeyeceğini duyurdu.
Tabii DSP'de Sezer gelene kadar her şey Ecevit'in ismiyle yürüyordu.
Artık örgütler çalışmadan partinin başarılı olması mümkün değil.
Fakat kimse örgüte "Bu kadar para gönderiyoruz, biraz çalışın" diyecek durumda değil.
Tersine "olağanüstü kurultay" olasılığına karşı herkes örgütü elinde tutmaya çalışıyor.
Ne yazık ki, DSP bundan sonra uzun süre kendi iç çekişmeleriyle zaman geçirecek, elindeki son kuruşu da harcadıktan sonra kapısına kilidi vuracak gibi görünüyor.
Çünkü bir yanda başarısızlığa rağmen "koltuğu koruma hırsı" var, diğer yanda "gücü elinde tutma isteği".
***
... Ve tartışmada önemli bir nokta:
Zeki Sezer ve arkadaşları "Rahşan Hanım partiyi sağa çekmek istiyor" diye bilgilendirmişti basını.
Dün Rahşan Ecevit bu konuya açıklık getirdi.
"Sadece sol tabana seslenerek iktidar olunamayacağı açıktır. Ecevit, Hasbelkader sağda olan vatandaşlarımızla, ille de sağ demeyen siyasetçilerimizin de partimize katılabileceğinden söz ederdi..."
***
Hatırlatmakta yarar var:
Bülent Ecevit sağdan da oy almayı başaran, solu sağa sevdirmiş bir liderdi.
Sağa kaymış bir lider değil.
Türkiye'nin sorunlarını çözmek, toplumsal barışı sağlamak için her zaman "orta yol"u bulabiliyordu.
Ama o bir solcuydu
Yani "sağa açılmak"la "sağa kaymak" arasında önemli bir detay var
O detayın atlanması partiyi "kimlik bunalımı"na sokabilir...