Hiç düşündünüz mü: Toplumumuzun en zayıf noktası nedir?
Yanıtı 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel verdi:
"Çok çabuk moralimiz bozuluyor."
Demirel, bu özelliğimizi "bölücülük"ten sonra Türkiye'nin 2. büyük meselesi olarak görüyor.
Neden?
Çünkü sorunlar karşısında çabuk demoralize olan toplum ümidini kaybetmeye başlıyor ve çözüm bulmak zorlaşıyor.
Demirel, "Halbuki 'Kimse bizi bölemez, parçalayamaz' demeliyiz. Türkiye Cumhuriyeti Devleti kafi derecede güçlüdür. Millet de onun etrafındadır. 'Biz nereye gidiyoruz?' diye sormak yerine, sorunlar karşısında biraz sabırlı olmalıyız. Eğer 'Bizden ne köy olur, ne kasaba' derseniz, olmaz. 'Bizden hem köy olur, hem kasaba' demelisiniz" diyor.
Ya çözülemeyen sorunlar?
"Sabır"dan kasıt şu:
"Çözülemeyen sorunlarla yaşamasını da bilmeliyiz."
Zaman içerisinde "hiç çözülmeyecekmiş" gibi görünen birçok sorunun gündemden düştüğüne dikkat çekiyor eski Cumhurbaşkanı.
***
Peki Türkiye nasıl moral bulacak?
Süleyman Demirel, dün Türkiye İnşaat Sanayicileri İşveren Sendikası'nın toplantısında bazı kıyaslamalar yaparak yanıt verdi:
- 1950'lerde iğneyi bile ithal ediyorduk. Şimdi Avrupa dahil 134 ülkeye sanayi malı satacak duruma geldik..
- 1950'lerde Türkiye'de sadece 12 bin traktör vardı. Bugün 1 milyon 250 bin traktör.
- 1950'lerde 35 bin köyün sadece 13'ünde elektrik vardı. Bugün 35 bin köyün tamamında ve hatta 75 bin mezranın hepsinde elektrik var.
Daha birçok örnekten sonra şöyle özetledi:
"Dün hiçbir şeyi olmayan Türkiye'nin bugün her şeyi var. Türkiye büyük transformasyon yapmış nadir ülkelerdendir. Avrupa'nın hasta adamı olmaktan çıkıp Avrupa Birliği masasına oturmuştur."
***
Rakamlar, geleceğe umutla bakmak için yeterli mi?
Demirel, yapılanları söyleyerek, Türkiye'nin ileride yapabileceklerini de anlatmaya çalışıyor.
Bir noktanın altını çiziyor:
"Mesafe alabilmek için iç barışın çok büyük önemi var. Buna dikkat etmeliyiz."
***
Gelelim Türkiye'de iç barışı sağlamanın "tılsım"ına:
9. Cumhurbaşkanı altını çizerek söylüyor:
"Türkiye demokrasiden de vazgeçmez, Cumhuriyetten de. İkisinin ayrılığı olmaz. Şurasından burasından asılırsanız, birisini çekerseniz üstündekiler rahatsız olur. Halkın zihnini bulandırmaya kimsenin hakkı yoktur."