22 Temmuz Örsan Öymen'in ölüm yıldönümüydü. Aynı gazetede, Milliyet'te birlikte çalışırdık Örsan Öymen'le. Bizim gibi genç gazeteciler için efsane isimdi Örsan Abi.
Cesur, lezzetli, sıkı yazılar yazardı. En ağır eleştirileri bile sıralasa, kimse gücenmez, darılmaz, kızamazdı ona. Çünkü bağcıları dövmeden, hem de salkım salkım yerdi üzümü.
MUTLAKA Ankara'dan İstanbul'a her gelişinde mutlaka bize, istihbarat servisine uğrar, saatlerce sohbet eder, çaktırmadan bir dolu şey öğretirken, kentin arka sokaklarında neler olduğunu anlatmamızı isterdi. Sonra bir gün bir yazının satır aralarında mutlaka kullanırdı bunları.
DEFALARCA O günlerde "Bir İhtilal Daha Var" adlı yazı dizisi başlatmıştı gazetede. İşine beter titiz olduğu için, içeriye çoktan teslim ettiği yazının başından bir an olsun ayrılmıyor. Sabahtan akşama mürettiphaneyle yazı işleri katı arasındaki merdivenleri defalarca inip çıkıyordu koşarak..
ENDİŞE O tatsız Pazar günü nöbetçi muhabirdim gazetede. Telsiz başında oturmuş ne patladı ne çatladı onların notunu alıyordum.
Genel Yayın Yönetmenimiz olan ağabeyi Altan Öymen aniden bizim tarafa doğru koştu, masama yaklaştı. Yüzünde tarifsiz bir endişe, sesinde panik vardı Altan Abi'nin.
MOSMORDU Haykırdı;
- Çabuk çabuk bir şeyler yapın Savaş. Örsan'ın kalbi çok kötü. Çabuk bir doktor bulun ne olur!..
Odaya fırladık hepimiz. Gömleğini çıkartıp, 3'lü kanepeye boylu boyunca uzatmışlardı onu. Gözleri kapalı, yüzü mosmor, kıpırtısız yatıyordu oracıkta. Bunca telaşa, özene, emeğe ve strese isyan etmişti yüreciği.
Yıl 1983'dü. O yıllarda telefonla ambulans çağırmak, Pazar günü bir hastaneye ulaşıp, sağlık ekibine "Koşun gelin" demek mümkünüz bir şeydi.
YETİŞİN Aklıma Azmi Ofluoğlu geldi. Aksaray'daki ilk Vatan Hastanesi'nin sahibi olan doktor Azmi'yle, ta çocukluk yıllarımızdan, folklor kurumundan arkadaştık.
Hemen onu arayıp buldum, "Yetişin" diyebildim.
20 dakika kadar sonra gazeteye ulaştı Azmi. Yanında bir uzman hekim, elektro aletleri, şu bu.
HASTANEYE GEL Şükür ki kendine gelmiş, biraz toparlanmıştı Örsan Abi. Çekilen elektroda hiçbir şey çıkmadı. Ama gelen iki hekim de uzun uzun nasihat etti:
"Hastaneye gel, mutlaka daha detaylı bir kontrolden geç. Çalışmaya da uzun bir süre ara ver, sakın sinirlenme, yorulma!"
Doktorlar ayrılıp gittikten 5 dakika sonra, o laflar kendisine edilmemiş gibi, yine mürettiphaneye koşturmaya, yine gergin şekilde sayfa başında kontrollere başlamıştı Örsan Abi.
Bu olaydan 1 yıl sonra da onu Bodrum'da geçirdiği bir kalp krizi sonucu yitirdik.