Yenikapı-Bandırma feribot seferlerini akıl eden, icat eden, düzenleyen, geliştiren herkeslere selam olsun, teşekkürler olsun. Bi zıbırdık binip bir zıbırdık iniyorsun iskelelere. Arabalı arabalı geçip gidiyorsun deniz üstünden. Ama hele de hafta sonu yaklaşınca yer bul da görelim. Talep çok, gemi az çünkünü.
VIP OLDUM ANNE Ben de o tufaya geldim. Unuttum talep patlamasını, bilet işini son ana bıraktım. Neticeten yer bulamadım yani. Aklıma Cengiz Öztürk kardeşim geldi. Adam koskoca İstanbul Belediyesi basınla alakalar reisi. Bakarsın bir yer bulup buluşturur dedim. Hakkatten de öyle oldu. 2 telefonla hemi de VIP kadrosuyla soktu beni gemiye.
CAN SİMİDİ Kurum sata sata "normal" yolcuların oturduğu yerlerden yürüdüm ve attım kendimi "sancak VİP" bölümüne. Lakin tek başıma sıkılıverdim hemen. Ben de açtım güverteye bakan kapıyı çıktım dışarı. O güzelim İstanbul siluetine hayran hayran bakaraktan giderken, can simidi üzerindeki yazı çarptı gözüme: "
Adnan Menderes." TAM KARŞIDA Güzeeeel. Demek ki bu kallavi deniz otobüsünün adı, merhum başbakanlardan Adnan Menderes'ten mülhem. Ama az daha açılınca ufka doğru da kaydı gözüm. Tam karşıda iki ada görünüyor ve onlardan biri menşur Yassıada.
Yani adamı tutuklayıp, o adaya yollayıp, orada yargılayıp, idam kararı alıp, asmışız. Bilahare aklayıp, kutsayıp adını gemiye takmışız.
İSKELE-SANCAK Aslında bir başka teknede olup İskele-Sancak baş omuzluklarında iri harflerle "Adnan Menderes" yazan bu gemiyi tam Yassıada önünden geçerken çekmek isterdim ama olmadı. Ben de yaman çelişkiyi görüntülemek için can simidini ve ardındaki adayı çektim. Hazin, hatta trajikomik bir tablo değil mi?