Telefonların susmadığı, mesajların birbiri ardına geldiği anlar vardır; 'Nikah ve ölüm' Bu iki kelime yaşamımıza girince tüm sevenlersevmeyenler, dostlardüşmanlar, birlik olup hem acınızı hem mutluluğunuzu paylaşmak ister. İşte biz de çıkan bir haberden sonra bu durumu yaşar olduk. Manşet şu:
"Bir süprzi evlilik de İpek'ten", "12 Temmuz'da evleniyor"
Kim, ne zaman, nerede, nasıl, kimle evleniyor? İpek Tuzcuoğlu, Aziz Birsin Beyefendi ile üstelik Aziz Bey'in doğum gününde nikah masasına oturacakmış! Allah Allah! Tamam, haberin içinde doğru olan çok şey var da, yanlış bilgiler de var. Hem belki gerçekten İpek Hanım'ın haberi yok bu nikahtan, belki Aziz Bey böylesine özel bir günde özel olmasını isteyip İpek Hanım'a gerçekten sürpriz yapacak. Ne yani olamaz mı böyle bir şey? Artık olamaz çünkü sürpriz filan kalmadı zaten. İşte ünlü olmanın bedellerinden biri de budur.
Sürpriz yapılacak mıydı, yapılmayacak mıydı kısmını geçip işin özünü anlatayım ben size ve ilk kez birinci ağızdan bu bilgiyi öğreniniz. İpek Hanım ve Aziz Bey 28 Şubat günü Yasmin Otel'de tanışmışlardır. İpek Hanım, yeni sinema filmi projesi için (O ... Çocukları) sakin ve huzurlu bir yer arayıp orada tek başına senaryo üzerine çalışmalar yapmak istemektedir. Ve üstelik film için alınan 5 kiloyu sağlık ve zayıflama oteli olarak bilinen bu otelde film sonrası vermek için bir ön araştırma, inceleme için gelmiştir. Bu süre içinde İpek Hanım'ın Bodrum-İstanbul arası seyahetleri artmaya başlamış hatta Yasmin Otel'de sağlık ve zayıflama üzerine çalışmak istemesi bu görüşmeleri iş ağırlıklı hale bile getirmiştir. 4 aylık süre içinde arkadaşlıkları, dostlukları ilerlemiş ve aşka da yelken açmışlardır. İşin özü budur. Evlenme konusuna gelince doğrudur. İki gönül insanı, gönül limanına, sonsuza dek demirlemek istemektedir. Tarih ise bana bile sürprizdir. İnanın bilmiyorum.
Sevenler sevmeyenler, merak edenler etmeyenler sanırım şimdiye kadar yazdığım tüm yazılarım içinde en çok okunan yazı bu olacaktır. Bu arada hâlâ telefonuma gelen mesajlarımın ardı arkası kesilmiyor. Ne demiştik 'nikah ve ölüm' yaşamımızda olduğu sürece telefonlarımız susmayacak, değerli dostlar bir ömür neşemize neşe katacaktır ya da hüznümüzü kalpleriyle kucaklayacaklardır.
Efendim, lafın kısası yaşamım boyunca hem özel hem iş hayatımda inandığım, hayal ettiğim birçok şeyi yaşadım. Her zaman magazin gazetecilerine dürüst, samimi ve şefaf davrandım.
Bu köşede gerek sevenlerim, gerek basındaki arkadaşlarımla bu mutluluğumu paylaşıyorum. Sayın Aziz Birsin'le arkadaşlığımız yukarıda anlattığım şekliyledir.
Hem birbirimiz, hem Türk ahlak yapısı içinde ilişkimizin saygın ve mutlulukla ilerlemesi için magazin basınının bu konuda hassas davranacağını diliyoruz. Tüm seven yüreklerin aşkla buluşabilmesi dileğimle...
Yaşamımdaki en büyük ve son hediyem, 'aşkıma' mutlu yıllar!!!