Ordu ve kuvvet komutanlıkları yapmış 2 emekli orgeneral Şener Eruygur ve Hurşit Tolon'un da Ergenekon adlı soruşturma kapsamında tutuklanmalarının yankısı dinmeyeck gibi...
Daha önce de emekli Tümgeneral Veli Küçük ve alt rütbeli emekli subaylar ile kamuoyunun yakından tanıdığı birçok isim gözaltına alınıp bazıları da tutuklanmasına rağmen bu son dalga, adeta tsunami yerine geçti.
Davanın amigoluğunu yapanlar hariç; operasyona temkinli yaklaşan veya tersini düşünüp (en azından) faydalı görenler de emekli 2 paşanın cezaevine gönderilmesine inanamıyor.
Hele medyada yer alan haber ve yorumlarda, bölücü PKK terörü ile mücadeledeki usul ve yöntemlerin sorgulanmasına kadar gidildiği belirtildikçe, halkın şaşkınlığı daha da artıyor. Halk, bölücü terör konusunda, bundan böyle mücadele etmede sıkıntı yaşanabileceğini düşünüyor.

40 başlı ejderha gibi
Halkın şaşkınlığındaki en önemli etken de tabii ki bunca önemli ismin sorgulanıp 60'a yakın tutuklu zanlının bulunduğu soruşturmanın iddianamesinin henüz ortada olmaması... Örgüt oluşturmak ve darbe yapmak gibi çok ağır suçlamalara muhatap olanlar ile avukatları ve yakınlarına göre suçlamalar mesnetsiz gösterilirken, karşı grubu oluşturanlar (özellikle amigoluk yapanlar) örgütün müthiş tehlikelerini sıralayıp adeta 40 başlı devasa ejderhalardan (!) bahsediyorlar.
Doğrusu son olarak da Eruygur ve Tolon Paşalar'ın tutuklanmasıyla, Ergenekon denilen bilmecede yabana atılmayacak şeylerin olabileceğini varsaymaya başladık. Çok özel ve ayrıntılı deliller olduğu için 2 emekli orgeneralin cezaevine gönderildiğine hükmettik.

Devlet zulüm yapmaz
Yoksa, bu devlet ile bu devletin ve milletin temsilcileri, göz göre göre intihar etmek sayılabilecek bu riskli süreci devam ettirir mi? Halkın güven duygularını ve ülkenin geleceği ile varlığı konusundaki moral motivasyonlarını hebâ etmek kimin kârına?
Dolayısıyla herkes sakin olmaya ve sabırlı davranmaya çalışmalı... Durduğumuz yer her neresi ise, duygularımızla ve duyumla değil, mantığımız ve sağduyumuzla gelişmeleri izlemeliyiz. Kul hakkı, insan hakkı, adalet, demokrasi ve gerçekler kamu vicdanında er geç ağırlıkla teessüs edecektir.
O zaman; ceza alan da olursa kimse adaletten şüphe duymayacaktır.
Yoksa en sağlam ve en çarpıcı delillerle çıkacak kararlar bile vicdanları etkilemez. Soruşturma kapsamında örgütün kasası diye gösterilip tutuklanan ve cezaevinde yakalandığı kanser sonucu dün ölen Kuddusi Okkır'ın hazin fotoğraflarındaki gibi zulüm abad olur!