Ergenekon adı verilen soruşturma kapsamındaki gözaltılarla sarsılan Türkiyemiz'deki ayrışmayı artık herkes görüyor. İktidar ve güç mücadelelerinin karşılıklı yok etmeye dönüştüğü anlaşılıyor. Bu kadar keskin ve kesin sonucu çıkartmamızın kaynağı da medya, siyasi partiler ve sivil toplum kuruluşları... Toplum hayatımızın bu 3 temel dinamiğindeki yorum ve tavırlar birbirinden öyle farklı ki... Bir taraf "Helal olsun" diyerek gözaltılara ve soruşturmaya alkış tutup gazverirken, diğer taraf "Yazıklar olsun" mantığıyla her şeye tümden karşı duruyor. Demokrasi, insan hakkı, sağduyu, sükünet, itidal, kul hakkı veya şubu gibi ortak sığınma kavramlarının da gözardı edildiği ortamda herkes her şeyi mübah sayıyor. Sanki profesyonel boks müsabakasının son raundu oynanıyor ve her 2 taraf da nakavt peşinde koşuyor. Mutlak galibiyet kaçınılmaz görülüyor.
Yoketmepahasına Böyle bir ortamda; olan da millete ve devlete oluyor. Türkiye Cumhuriyeti'nin hasımları ve iç-dış hainler ellerini ovuşturarak zevkle izliyor gelişmeleri... Generaller, gazeteciler, yetişmiş insanlar gözaltına alınıyor; halkın tercihi ile yetkilendirilmiş sivil irade sahipleri dipsiz kuyulara sokuluyor. Göz göre göre sonu tufan olacak akıbete gittiğimizi herkes anlıyor. Ama geri adım atan yok! Çekilen kılıçlar kanla sulanacak anlaşılan! Bir taraf diğerini tümden yok edecek! Bir daha dirilmeyecek şekilde! Her şey hukuka göre gelişip her mesafe hukukla alınmış olsa da; herkes bunca gelişmeyi nasıl hukuksuzlukla yorumluyor, anlamış değiliz! Anlayan varsa yüksek sesle izah etsin de bizim gibi millet de öğrensin bari...