Hayatı karalamaktan, karalanmış hayatlardan söz etmeyelim de, "kare"lenmiş hayatlara göz atalım bugün. Hem öyle aman aman kişiler, tanıdık bildik yüzler, seçkin konular, konukları değil, basbayağı, sıradan, her yerde hep olan hayat öznelerini "kare"leyelim.
RESİM ALTI NİYETİNE Söz söyleyip, satır dürtüştürmek yerine, fotoğrafların başka tanık gerektirmez delilliğine, oturduk, durduk yerde bin dolu şeyi göz ucumuza getirişine bırakalım kendimizi. Tembellik olsun için değil, çeşit olsun, renk olsun, haberiniz olsun diyedir gayretim. Bundan gayrı yazacaklarımı resim altı niyetine sayın olmaz mı?
SEVİŞEN, UTANAN, YAN BAKAN Eski laftır. Aşıklar etrafı dört duvar sanırmış. Kumlar üzerinde dünyayı boş verip birbirini sarmalamış gençler de öyle. Onlar gerçekten de kimse yok muamelesi yapıyor çevre faktörlerine. Ama o ne, ergenlik çağlarında bir genç gördüklerinden hayli kızarıp, bozarıp, eliyle kapatıyor yüz-gözünü. Oysa göz banyosu yapan, sevdalı çifte yan yan bakan 2 delikanlı sekizinci turlarını atmakta o bölgede.