Sivil anayasa; üniversite kapısından dönen başörtülükıza yarar da, parmak arası terlik giyip, plajdafinkatanabla ya yaramaz sanılsın istiyorlar. Sivil anayasa; laikliğe aykırı fiillerin odağı olduğu iddia edilen, AKParti'ninkapatılmaması na yarar da, 12 Eylül darbesiyle kapısınakilitvurulduğuunutulanCHP'ye yaramaz sanılsın istiyorlar. Sivil anayasa; kestikleri kurbanların derisiniTHK'yavermekistemeyenler e yarar da, ÇağdaşyaşamıDesteklemeDerneği'nin, daha çok destek bulmasına yaramaz sanılsın istiyorlar. Yanlış sanılsın istiyorlar. Yanlış bildiklerini, masum olduklarını hiç sanmam. Bu ülke insanının, bedenlerine dar gelmeyen sivil bir anayasaya, her zamankinden daha fazla ihtiyacı var. Kimi çevrelerin, sivil anayasa için doğru zaman olmadığını söylediklerine bakmayın. Statükonun, olayları kaşları çatık izlediğine aldırmayın. Sokaktaki insan kardeşçe yaşamak için, darbeleringölgesininüzerindenkalkmasınıistiyor. Sanal tartışmaların gündemi sürekli meşgul etmesi, dünyadaki imajımızın sarsılmasıyla sınırlı kalmıyor. Hayat pahalılığını da tetikliyor, Akdeniz'in berrak sularına kulaç atmak isteyenlerin, heveslerini de kursaklarında bırakıyor! Bu ülkede yaşamayı zorlaştıran her kural, dönüp dolaşıp herkesi vuruyor. İşsizliği,enflasyonukonuşmamızıengelleyensanalperde, sadece aydınların, siyasetçilerin ışığını kesmekle kalmıyor. Toplumu topyekun mutsuzlaştırıyor. Kimse bizi kandırmaya kalkmasın, mini etekli kızla, başörtülü sınıf arkadaşı, kantinde aynı masanın etrafında oturup, mezun olduklarında nasıl iş bulacaklarını konuşuyorlar. Umutsuzlar, doğru mutsuzlar! Ancak kaygılarınınlaikliktençok,despotluklabirilgisivar . Sivil anayasanın kötü bir şey olduğuna toplumu ikna edemeyeceğini anlayanlar, şimdi de zamanlama meselesini ortaya sürüyorlar. Sivil anayasa için iyi zaman değilmiş! Kim karar veriyor buna, doğru adımı atmak yerine, bir ayak havada, cezaalmışyaramazçocuklargibi, bu milleti bekletmeye kim kendini yetkili görüyor? Sivil anayasa için en iyi zaman bugündür. Yarın, özgürlüğünün kısıtlandığını düşünenler için de, kendilerini bu ülkenin sahipleri sananlar için de çok geç olabilir!
ÇANAKKALEÖYKÜSÜ Tarihimizin en büyük destanlarından biri olan Çanakkale'nin dilden dile söylenen kahramanlık öyküleri anlatmakla bitmez. Bu destanı, tarih tekerrür etmesin diye, anlatmalı ve dersler almalıyız. Bu kadarı yeter mi, yetmez! Bereket yetmediğini anlayan ve harekete geçen aydınlık zihinler var. Sadece Çanakkale kitapları yayınlayan YarımadaYayınları, örnek bir yarışmanın ödül törenini yaptı geçen hafta. ÇanakkaleHikayeYarışması . Muhteşem bir fikir! İnsanımızı, Çanakkale üzerine düşündürmek için, edebiyattan daha etkili ne olabilir? Bu parlak fikrin ödül töreni hak ettiği ilgiyi de gördü. EdibeSözen'den, Fatih ve ZeytinburnuBelediyeBaşkanları'na, Çanakkale üzerine kafa yoran herkes oradaydı. Yarımada Yayın yönetmeni ErolErdoğan, "90 yıldır Çanakkale'yi ihmal ediyoruz" dedi. Haksız da sayılmaz bence.